Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks Türkiye’de rutin haline gelen ‘cumhurbaşkanına hakaret’ davalarını ‘Avrupa’da duyulmamış bir şey’ diye niteledi.
Muiznieks, Diyarbakır ve Ankara temaslarının ardından Cumhuriyet’e verdiği söyleşide, Diyarbakır’da gördüğü manzara karşısında şoke olduğunu aktardı: “Vali operasyonlarda öldürülen teröristlerin sayısının 15 olduğunu, ama 20 bin insanın yerinden olduğunu söyledi. Bu durumda önlemlerin orantısallığını sorguluyorum. Sokağa çıkma yasakları birçok hakkı ciddi olarak kısıtlıyor. Avrupa Konseyi ülkeleri içerisinde bu kadar uzun süren sokağa çıkma yasağı görmedim. Yasakların meşruiyeti konusunda şüphelerim var.”
Sokağa çıkma yasakları ve operasyonlarla ilgili AİHM’e yapılan başvuruları da değerlendiren Muiznieks, “Bunların bazılarına öncelik veriliyor. Venedik Komisyonu da sokağa çıkma yasaklarının hukuki altyapısını inceleyecek. Konseyin bu kararlara karşı yaptırım uygulayabilecek tek organı AİHM. Bunun dışındaki tüm mekanizmalar, benim ofisim de dahil biz ikna, yardım, bilinci artırma ve işbirliği üzerine çalışırız” diye konuştu.
Türk yetkililerin AİHM cezalarına karşı verdikleri, ‘Parasını veririz, kendi kurallarımızı uygularız’ tepkisi hakkında ise Muiznieks, tazminat cezasını ödemenin sadece bir adım olduğunu, aslen ihlallere karşı kanunların değiştirilmesi gerektiğini belirtti.
Erdoğan’a hakaret davaları: ‘Avrupa’da duyulmamış bir şey’
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik hakaret davalarının sayısının 1845 olduğunu belirten Muiznieks, “Bu, Avrupa’da duyulmamış bir şey” dedi. Komiser, selefinin 2011’deki ziyaretinden beri, Türkiye’de engellenen internet sitelerinin sayısının 10 kat arttığına ve Twitter’da engelli hesaplar konusundaki dünya rekoruna da dikkat çekti.
Gazeteci ve akademisyenlere destek
Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün yargılanmaları ve tutuklu akademisyenler konusuna da değinen Muiznieks şöyle devam etti: “Yasal süreci takip ediyoruz. Ne akademisyenler ne de Dündar ve Gül tutuklanmamalıydı. Bildiriyi okudum, bildiğim hiçbir Avrupa Konseyi hukukunda suç değil. Dündar ve Gül olayında gazeteciler, kamuyu ilgilendiren konularda yazarlar; güvenlik konularında yazsalar bile cezalandırılmamalı. Eğer bir güvenlik konusu varsa, yetkililerin bunu kimin sızdırdığını araştırma hakkı da vardır. Ama görevini yapan gazetecilere izin verilmeli. Bazı gazetelere ve TV’lere kayyum atanması endişe verici ve Türkiye’de çoğulculuk ve basın özgürlüğüne zarar veriyor.”
Erdoğan ‘Parası neyse veririz’ demeye getirdi: Devlet AİHM’e o tazminatı öderiz
‘En sert’ AP raporu kabul edildi: Basın özgürlüğü ve Kürt sorunu odakta
Savcı, Dündar ve Gül hakkında tutuklama talebinde bulunmadı, duruşma ertelendi
Erdoğan’ın son hedefi sivil toplum kuruluşları: Neyin raporunu yayımlıyorsun?
Erdoğan tweet’ten içeri atılanları duymamış: Sadece tazminat alıyoruz
Bir onlar kalmıştı: Artık noterler de Twitter ve Facebook’ta ‘hakaret’ arayacak
‘Erdoğan’a hakaret’ davalarının sonu gelebilir: Yasa maddesi, iptal talebiyle AYM yolunda
Bakan Bozdağ açıkladı: ‘Erdoğan’a hakaret’ten 1845 kişiye soruşturma açılmış
‘Erdoğan’a hakaret’in bilançosu: Ortalama dört günde bir dava açılıyor