‘Gezi’ parkı ve park forumları, geleceğin yönetim şeklidir, tercihidir, üslubudur! O park forumlarına bir kez tanık olan, artık tek sesliliği kabullenemez. Kabullenmeme, başka bir dünyanın mümkün olabileceği tahayyülü, biraz da ‘tanıklıkla’ ilgili. Duymakla, görmekle, yaşamakla, dâhil edilmekle, dâhil olmakla, karşılaşmakla…
Son yirmi yılda herkes biraz değişmek zorunda kaldı…
Seksen milyonda bir yurttaş ve sosyalistçe eşitlik talep eden seçmen olarak, yeni partilerden, lider kadrolarından beklentim yok.
HDP Türkiye partisi olsun ama çok da olmasın!
HDP etnik siyaset yapmamalı. Başka çaresi yok ki, sonuçta Kürt partisi. HDP’ye Kürtler oy vermiyor yalnızca, her kesimden oy alabiliyor. İyi de daha çok Kürtler oy veriyor, yani Türkiye partisi olması mümkün değil. Etnik siyaset Türkiye’yi böler, bu yüzden terk edilmeli. Terk edemezler ama. Terörle arasına mesafe koymalı. E HDP’nin bağı var mı ki terörle? Yoktur herhalde, olsa kapatılıp yasadışı ilan edilirdi.
Zaman ve sıkışmışlık hissi, her şeyi unutturup olağanlaştırır mı?
‘Hatalar yapıldı’ demekle, ‘hatalar yaptık’ diyebilmek arasında dağlar kadar fark, iki ayrı kültür, iki ayrı siyaset yapma biçimi, iki ayrı dünya ve iki ayrı ‘vaat’ var. Şu ana dek her iki partinin genel başkanı da, AKP içindeki yıllarında ‘başkalarının’ hatalarını engellemeye çalıştıklarını söylemekle yetindi.
İki HDP’linin vekilliğinin düşürülmesine dair zorunlu bir ‘düzeltme’ yazısı!
Okuyacağınız kısa yazı, son yazıma dair bir düzeltme ve özürdür.
Berberoğlu’nun milletvekilliği düşürüldü; o esnada bir iki kişinin daha düşürülmüş!
Tepesini attırmasınlar CHP’lilerin, vallahi şakkadanak iki anayasa birden bırakırlar o kapıya!
Yeni partiler, eleştiri, özeleştiri…
Böyle biri neden yeni parti kurar?
E herkes Gezi’deydiyse, Osman Kavala neden cezaevinde?
Peki, bugün hâlâ “Oradaydık” diyebilen ve bununla gurur duyan bunca insana; “İyi de şeker kardeşim Osman Kavala ‘seni yönlendirdiği’ iddiasıyla tutuklandığında neredeydin” sorusunu yöneltsem kırıcı olur mu?
Türkiye’de muhalefet anayasayı umursuyor mu?
Salgın hastalık, Türkiye açısından tartışma konularının yalnızca ‘fonunu’ değiştirdi sanki.
Güçlü kadından korkuları başka hiçbir şeye benzemiyor
Aşağılayıcı ifadelerin yöneldiği kadınların özelliği ise başarılı, sözünü esirgemeyen ve dik duran insanlar oluşu. Ezcümle, o ‘erkeğin’ en korktuğu insan tipi.
- « Önceki Sayfa
- 1
- …
- 28
- 29
- 30
- 31
- 32
- …
- 71
- Sonraki Sayfa »