Denizin dibinde balıklar, kumun altında da mavi çoraplar, pembe eldivenler, ufak ayakkabılar.. Mavi bayraklı sahilmiş, ayıptır.
Celladının canını alan kadınlara methiyeler düzer olduk: Ölür müsün, öldürür müsün?
Canına tak eden kadınların ülkesinde bir kadın bir erkeği öldürdü diye sevinip ‘Helal olsun’ diyen, celladına aşık olan sonra da onun canını alan, gülerek cezaevine giden kadınları anlar, onlara methiyeler düzer olduk.
Asıl iptal olan filmler değil, beraber iyileşme ihtimalimiz
Sansür virüsü, topun bakanlıkla İKSV arasında gidip gelmesi derken sonuç; her şey iptal. Elimizde cinayet mahalline gelip, son sözü söyleyen detektif cümlesi gibi bir Zeki Demirkubuz cümlesi: “En iyi filmler faşist dönemlerde çıkar, bu dönemde zekası sinema yapmaya yetmeyen, sinema da yapmasın.” Ne güzel Twitter’da bol bol paylaşılır. Slogan gibi slogan. Buna da peki ama. Sanki asıl iptal olan beraber iyileşme ihtimalimiz.
Bir balkona kaç tabut sığar?
Karin Karakaşlı’ya mesaj atıyorum, ‘O balkon kaç metrekare?’ Yazmış, ‘Elifim matematiğim kötüdür bilirsin, olsa olsa üç metrekaredir’ Soruyorum: Bu balkona daha kaç tabut sığacak?
Dost görünümlü düşman: Facebook
Her gün en az 1 milyar insanın ne yaptığını, nereye gittiğini, ne içip nelere baktığını gözetleyen Facebook 1 Ocak 2015 tarihiyle artık iyice zıvanadan çıkıp evin baş köşesinde oturacağını duyurdu! Ama bunu öyle tatlı bir dille yaptı ki, kimse açıp da yeni sözleşmeye bakmaya lüzum dahi görmedi.
Görüntüye aldanmayın, Osman Bey’i tanısanız çok seversiniz!
Takımın adı Osmanlıspor, teknik direktörünün de adı Osman olunca bu mudur manzara? Takımın isminden mi geliyor bu artistlikler?
İstanbul denen enkaz: 2030’a ne hacet, Topbaş geçen aya baksa yeter!
İstanbul’un 2030 yılında bilim kurgu filmlerinde görülen sorunlarla baş etmek durumunda kalacağını anlatıyordu. 1999’dan bu yana üçüncü dönemdir belediye başkanı seçilen Topbaş, 2030’a gelene kadar keşke İstanbul’un son bir ayına baksaydı… Neler görecekti neler…
Türkiye uzun zamandır tolerans kelimesini unutmuş, hatırlayacak gibi de durmuyor
New York sonbaharı gelmiş. Hava oldukça serin, Birleşmiş Milletler İklim Konferansı’na dünyanın her tarafından gelen insanlar biraz şaşkın. Belli ki koşturup kendilerine bir yerlerden birer kazak almışlar. Esprileri, ‘Eee iklim işte’den öteye geçemese de önümüzdeki yıllarda iklimin insanoğluna neler edeceğini az çok herkes biliyor.
Her an hepimiz çakılabiliriz: Türkiye’deki her 100 asansörden 91’i ‘sakat’!
Türkiye’deki 400 bin asansörün yüzde 91’i riskli ve binlercesi kayıtdışı ve memleket çapında asansörlerin sadece ama sadece yüzde 3’ünde, ‘Bu asansöre güvenle binebilirsiniz’ anlamına gelen yeşil etiket var.
Vurmayın Somalılara, zaten öldüler
Birisini gördüm şöyle yazmış, ‘Keşke hepiniz ölseydiniz’ diye, yapma şuursuz kardeşim, öldüler zaten. Hadi ölüm madencinin fıtratında vardı, senin fıtratındaki linç çılgınlığının çaresi de yok.