Şu fiziksel güç meselesi, ‘cinsiyet eşitliği’ dendi mi karnına ağrı girenlerin başvurduğu ilk ilaç olmuştur hep. Ağrıyı anlık geçiriyor olabilir, ama uzun vadede işe yaramaz.
Sizi tekrar izleyebilecek miyiz?
Gazeteciliğin hukukun üstünlüğünün kalmadığı bir baskı ortamında, iktidarın sıkıştırdığı köşeye ve dar siyasi perspektiflere mahkum kalmaması konusunda hemfikiriz. Hepimiz daha donanımlı, işimizi özgürce yapıp, hayatımızı daha iyi kazanacağımız ve daha büyük kitlelere ulaşacağımız koşullarda çalışmayı hak ediyoruz. Bunun için hep beraber tartışıp kafa patlatmalıyız. Ama bu hayal ve çaba, bugün namusla ve özveriyle iyi gazetecilik yapmaya çalışan, gerektiğinde de sokağa çıkıp mesleği savunanları takdir etmeyi engellememeli.
Dayakçılar kendini nasıl savunur?
Herkes başa alınan tek darbenin bile hayati önemde sonuçları olabileceğini biliyor. Buna rağmen Ahmet Kural’ın avukatı Sibel Aydın, “Muayeneyi yapan doktor, hastanın genel durumunu ‘iyi’ olarak nitelemiş ve sadece yedi günlük bir rapor düzenlemiştir” diyerek olayı önemsizleştirmeye çalışıyor. Kural cenahından yapılan her açıklama hadiseyi daha da çirkinleştiriyor.
Ey adalet, göster yüzünü!
Osman Kavala cezaevinde bir yılı geride bırakıyor. Gözler tahliye talebi ve hak ihlali başvurularına bu kez verilecek cevaplarda. AİHM de Türkiye’den savunma bekliyor.
Ayşe öğretmenin hala umudu var
Sokağa çıkma yasakları sırasında bağlandığı Beyaz Show’da çocuk ve sivil ölümlerinden söz eden Ayşe Çelik, 31 Ekim’de cezaevine girecek. Tabii Anayasa Mahkemesi ya da İnfaz Hakimliği’nden farklı bir karar çıkmazsa.
Zorunlu mesai, zorunlu gündem
Üçüncü havalimanı protestosundan yükselen “Köle Değiliz” sesi duyuldu duyulmasına, ama şu ana kadar farkındalık ve dayanışma dışında olumlu bir sonucu olamadı.
Demirtaş davası: Sayfa çok, delil yok
Selahattin Demirtaş’ın bu hafta yine duruşması var. Tutuklanmasına neden olan suçlamalardan biri Kobani olaylarıyla ilgili, ama dosyada bu konuda Demirtaş’a ait tek bir ifade yer almıyor.