Heykeltraş Yağmur Çalış, atık kağıtlardan birbirinden ilginç dev heykeller yapıyor. Çalış, klasik yontu anlayışının da dışına çıkmış; heykelleri yontarak değil örerek yapıyor.
2005 yılında Avni Akyol Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi resim bölümünden mezun olan Yağmur Çalış, 2009’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel bölümüne birincilikle girdi. Bölüm olarak ahşabı seçen Çalış, klasik yontu anlayışının dışına çıktı ve heykelleri yontarak değil, örerek yaptı.
Daha sonra işlerinde, alışılagelmişin dışında bir materyal kullanmaya karar veren Çalış, kağıdı dev heykellere dönüştürmeye başladı. Çalış işlerinde, zaman zaman atık kağıtları da kullanıyor.
Kadıköy’deki atölyesinde kağıttan dev boyutta heykeller yapan 30 yaşındaki Yağmur Çalış, DHA’ya verdiği söyleşide “Çamurla ilk yaptığınız iş ile son iş arasında duygusal anlamda inanılmaz farklar oluyor. Ben de bu farklardan hoşnut olmadığım için malzeme arayışına girdim. Kağıt ile de bu sırada tanıştım” dedi.
Genç sanatçı eserlerini kağıtla ortaya çıkartmaya nasıl karar verdiğini şu sözlerle anlattı: “Üniversiteye ilk girdiğiniz yıllarda size çamur veriyorlar. Yani biz çamurdan bir eğitim alıyoruz. Çamurla işleri üretirken bazı sıkıntılarla karşılaştım. İşi çamurla yaptıktan sonra kalıcılığını sağlamak gerekiyor. O kalıcılık için döküm almak gerekiyor, dökümün içine başka bir malzeme dökmek gerekiyor. Yani nereden baksanız beş aşamadan geçiyor iş ve ilk yaptığınız iş ile son iş arasında duygusal anlamda inanılmaz farklar oluyor. Ben de bu farklardan hoşnut olmadığım için malzeme arayışına girdim. Yani ilk yapacağım ve iş bitecek. Bir daha müdahale etmek zorunda kalmayacağım. Bunun için değişik malzeme arayışlarım oldu, kağıt ile de bu sırada tanıştım. İlk önce kağıt hamuruyla başladım işlerimi üretmeye fakat çalışmak istediğim boyutlar çok büyük olduğu için kağıt hamuru hazırlamakla geçen süre hoşuma gitmedi. Çünkü çok fazla zaman harcıyordum. Zaman kaybı olarak görüyordum bunu. Sonra direkt kağıt ile çalışmaya başladım.”
Çalış, Türkiye’de heykel yapımında materyal olarak kağıt kullanan başka sanatçıyla karşılaşmadığını söylerken e kağıdı heykele dönüştürdüğü süreci şöyle anlattı: “Üç aşamadan oluşuyor genelde; desen, maket ve iş süreci. Ben bu üçünü birlikte yürütüyorum. Çok heyecanlıysam ve o işi bir an önce yapmak istiyorsam eğer direkt işe başlıyorum. Maket ve desen sonra onu takip ediyor. İlk önce konstrüksiyonu hazırlıyorum sonra kağıt tutkalı hazırlıyorum o tutkalda kağıtları parçalayarak ve ekleyerek aynı yine çamur mantığında ekleme yöntemiyle ilerliyorum işlerde.”
Sanatçı, eserlerinde belirleyici kavramlar konusunda ise şunları söyledi: “Doğadaki savunma mekanizmaları çok ilgimi çekiyor ve işlerimde daha çok onları çalışıyorum. Kabuk kavramı ilgimi çeken bir mevzudur. Ahşap işlerimde genellikle kabuk mevzusunu ele alıyorum. Güzellik-çirkinlik kavramları… Yani bir kavram belirliyorsam, onun mutlaka zıttını destekleyerek çalışıyorum. Bu şekilde de işler ortaya çıkıyor.”
Klasik yontu anlayışının dışına çıkmasında ‘dede mesleği küfecilik’ etkili oldu
Çalış, “Küfecilik dede mesleğimizdir. Bu ahşap örme mevzusu buradan çıkıyor. Yontma değil de örmeyi bu yüzden seçtim. Çünkü çocukluğumun çok küçük bir döneminde küfeciliğin nasıl yapıldığına şahit oldum. İlerleyen eğitim aldığım süreci de birleştirince, böyle örgü işler ortaya çıktı” dedi.
8 metrelik ‘Mürekkep Balıkları’ en çok ilgi gören eserlerinden
“Şu ana kadar bir tane kişisel sergim oldu ama değişik karma sergilerde de bulundum” diyen Çalış şöyle devam etti: “Sayısını bilmiyorum ama şu an devam etmekte olan Bursa Nilüfer Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu bir sergi var. Orada bir işim var. Bir de Evin Sanat Galerisi’nin Bodrum’da bir mekanda açtığı sergide bir işim bulunuyor. TÜYAP Artist 2017’de sergilenen ‘Mürekkep balıkları’ çok ilgi gördü. Kağıttan yaklaşık 8 metre büyüklüğünde bir işti. Güzel bir işti, zaten şu anda TÜYAP da kendi koleksiyonunda o ilgi gören işi barındırıyor.”