Suriye politikası, Davutoğlu’nun en yoğun eleştiri aldığı nokta.
Evet, Türkiye Suriye’de hata yaptı. Esad’ın çok hızlı gideceğini düşündü. El Nusra gibi radikal gruplardan gelen tehditleri küçümsedi. Sınırlarını denetlememeyi seçti.
Ancak unutmayın bu hatayı aslında tüm Batı dünyası aynı anda yaptı. Amerikalılar, Esad’ın gitmesi için düğmeye basıp sonra fikir değiştirdiler. Suriye halkına ”Ayaklanın” deyip sonra insanları cascavlak ortada bıraktılar.
Aynı gel-git’i Mısır, Irak ve Libya’da da yaptılar.
Davutoğlu, son 4 yıldır Tayyip Erdoğan adına medyada bir ”paratoner” vazifesi gördü. Hükümeti eleştiren ama Erdoğan’a doğrudan laf etmek istemeyenler için kolay hedefti. Bu iş bölümü, bugün de devam ediyor.
Ancak gerçek şu ki, özellikle son 7-8 ayda Türk dış politikasında ”denge” kurulmasını engelleyen en önemli faktör, üslup olmuştur. Bunda da Başbakan’ın rolü, aşikardır.
Davutoğlu’nun en büyük açmazı, Türkiye’nin gücüne fazla inanmak, dış politikayı bu eksende planlamak olmuştur.
Maalesef ne askeri, ne ekonomik, diplomatik ya da istihbari açıdan Ortadoğu’da oynamak istediğimiz role uygun bir kapasitemiz yok.