Erdoğan’ın, İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı ikinci defa yapılan seçimde de kazanmasını ‘felaket’ olarak gördüğü anlaşılıyor.
Çünkü, İmamoğlu’nun da tıpkı kendisi gibi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan daha büyük bir siyasi yolculuğa çıkacağını görüyor. Kendisinin bu makama seçildiği 1994 seçimlerini “Türkiye siyasetinin kırılma anı” diye gördüğünü her vesileyle söylüyor. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinin de bir kırılma anı olmasından endişe ettiği için Ekrem İmamoğlu’nun başkanlığına itiraz etti ve “14 bin oyla Büyükşehir Belediye Başkanı seçilir mi?” gibi sözler söyledi. Oysa İmamoğlu, İstanbulluların yüzde 48.80’inin oylarını alarak seçildi. Erdoğan ise yüzde 25.19 oy almıştı. Kendisi yüzde 25.19 ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçildi ama yüzde 48.80 ile seçilen İmamoğlu’nun önüne engel üzerine engel çıkarmaya çalışıyor. Çünkü, 31 Mart veya 23 Haziran’ın, Türkiye siyasi tarihinde yeni bir kırılma anı ve kendisi ve partisi için siyasi sonun başlangıcı olacağını görüyor.