Başakşehir’in yönetimi ve taraftarı (en azından nitelik bağlamında) Türkiye’nin en görkemli topluluğu!
Elbette bir de Başakşehir’in profesyonelce yönetilen futbol yapılanması var. Kabul edelim ki, Türkiye’nin kalburüstü 5-6 isminden biri olan teknik direktör Abdullah Avcı, büyük çabalar harcayarak önemli bir marka oluşturdu. Her ne kadar, “gak diyince ekmek, guk diyince su” misalindeki gibi ‘sınırsız harcama’ yetkisine sahipse de çok çalıştı Abdullah Hoca; gençlerle, yaşı kemale ermiş yıldızlardan iyi bir kokteyl oluşturdu. Adebayor, Arda, Emre, Clichy, Kerim Frei, Volkan Babacan, İrfan Can, Visca gibi isimler enimim ki, bu yıl Başakşehir’i geçen sezonun bir ‘tık’ ötesine taşıyacaklar Abdullah Hoca ile…
Geçen sezonun bir tık ötesi derken yanılmıyorsam, 34. haftanın uzatma dakikalarına kadar şampiyonluk kovalamışlardı, hatta G.Saray Göztepe’ye, F.Bahçe Konya’ya yenilse, şampiyon bile olabilirlerdi. Ama bir dahaki ‘bahara’ dediler.
Görünen o ki, Erdoğan gibi bir taraftarları, Göksel ve Mehmet Nuri Bey gibi iki yöneticisi, Fahrettin Bey gibi de bir isim sponsorları varsa Türkiye’de Başakşehir’in önünü kimse kes(e)mez!
Ama bir gerçek var ki, geçen yılın şampiyonu Galatasaray, Ali Koç’la dirilişi yaşayan Fenerbahçe, yeniden yapılanan Beşiktaş’la oynayacakları maçlarda bir VARmış,bir YOKmuş, oyunları sergilenirse, futbolu ‘din’ gibi gören camialar topa çok sert girer, benden söylemesi!