Ankara Barosu, Dipsiz Göl’ün kurutulmasında sorumluluğu bulunan kişiler hakkında ‘görevi kötüye kullanmak’tan suç duyurusunda bulundu.
Gümüşhane merkeze bağlı Dumanlı Köyü sınırları içerisinde yer alan Taşköprü Yaylası’nda kaynağı ve akarı olmayan göl, doğal güzelliğiyle biliniyordu. ‘Define’ söylentisi üzerine Gümüşhane Valiliği ile Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün izniyle bu ayın başında gölün suyu tahliye edilmiş, iş makineleriyle kazı başlamıştı.
Beş gün süren ve herhangi bir bulguya ulaşılamayan kazıda, bölgede bir dönem kalan Roma İmparatorluğu’nun Anadolu’daki dört büyük lejyonu arasında gösterilen ’15’inci Apollinaris lejyonu’nun var olduğuna inanılan hazinesi aranmıştı.
Kazı sonucu 12 bin yıllık Dipsiz Göl’ün yok edilmesi, akademisyen ve tarihçilerin tepkilerine neden olmuştu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise, kazı sonucu doğal yapısı bozulan göl alanının doğal SİT alanı ilan edileceğini ve gölün eski haline kavuşturulacağını açıklamıştı.
Ankara Barosu, gölün kurutulmasında sorumluluğu olduğu gerekçesiyle Gümüşhane Valisi Kamuran Taşbilek, Gümüşhane Valiliği Kültür ve Turizm Müdürü, Gümüşhane Arkeoloji Müzesi Müdürü, Gümüşhane Çevre ve Şehircilik İl Müdürü, Trabzon Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürü hakkında ‘görevi kötüye kullanmak’tan suç duyurusunda bulundu.
‘Bunun artık bir ‘çözümü’ yok, yalnızca cezası olabilir’
Baron’un açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “12 bin yıllık bir gölün içinde yaşadığımız zaman dilimi içerisinde kurutulması, sadece bu coğrafyada değil tüm insanlık tarihinde kötülüğün sınırlarını baştan çizmiştir. Göle, doğaya, hayvana, çevreye, medeniyete ve insanlığa bakış açısı bir bütündür ve bu kötülük sınırları içerisinde artık herkes tehlike altındadır. Avukatlığımız sadece insanlara değil aynı zamanda doğayadır. Herkes bilmelidir ki, avukatlığını yapacağımız bu gölü kurutan zihniyet; doğaya, doğanın çocuklarımıza mirasına ve insanlığa karşı suç işlemiştir. Aradan geçen zamanda adı ‘Dipsiz’ olan bir gölü kurutup içine toprak dolduran aynı zihniyet, şimdi içine tankerlerle su doldurmayı insan aklıyla ve doğayla dalga geçercesine bir ‘çözüm’ olarak sunmaktadır. Tarihten bağımsız bir şekilde tüm insanlığa ve en çok bu topraklar üzerinde yaşayan teker teker her vatandaşa ait olan bir gölün kurutulmasının artık bir ‘çözümünün’ olamayacağı, maalesef bunun sadece hukuk ve tarih önünde bir ‘cezasının’ olacağı kanaatindeyiz. 2 bin yıldır orada sessizce duran bir gölün hak savunucusu olmakla ülkemize, çocuklarımıza ve geleceğimize sahip çıkma arasındaki bağın farkındayız. Bu sebeple Dipsiz Göl’ü kurutarak dünyadan silme gafletine düşen tüm sorumluların hak ettikleri cezaları almaları için sürecin takipçisi olacağımızı tüm kamuoyuna bildiririz.”