İlk bakışta son derece karmaşık görünen bu tablo aslında gayet net. IŞİD’e karşı sergilediği başarılı performansla Kürtlerin ve Batı’nın gözüne giren PKK kendisini Kürtlerin ‘asıl ve tek lideri’ olarak gören Barzani’yi gittikçe daha fazla rahatsız ediyor. KDP’nin penceresinden bakıldığında, bitmek bilmeyen iç çekişmeleri ve Talabani’nin rahatsızlığı nedeniyle inişe geçen KYB, çareyi Bağdat’taki Şiiler, İran ve PKK ile iş tutmakta buluyor. PKK ise IŞİD’in sahneye çıkışını fırsat bilip Irak Kürdistan’ında nüfuzunu yaymak istiyor.
Ne var ki PKK ile KDP arasında sıkışmaktan rahatsızlık duyan PYD/ YPG’liler de olduğu söyleniyor. Zira Suriye’de kartlar yeniden karıldığında KDP’nin de desteğine ihtiyaçları olabileceğini hesaplıyorlar. Ve ABD her ne kadar IŞİD’e karşı PKK ve YPG ile fiili işbirliği içerisinde olsa da son tahlilde KDP güdümündeki IKBY’yi birincil partner olarak görüyor.
5 Mayıs’ta Obama ve yardımcısı Biden ile Washington’da biraraya gelecek olan Barzani’nin PKK ile ilgili kaygılarını dillendirir mi bilinmez. Ancak PKK ve YPG güçlerinin Şengal’den çekilmesini sağlamak için Barzani’nin ABD’nin yardımına başvurabileceği ortada. Başta ifade ettiğimiz gibi peşmergelerin Kobanê’den çekilmesiyle birlikte Kürtler arası ilişkiler yeni bir evreye giriyor.