DENİZ ARSLAN
1982 Dünya Kupası’nda Cezayir’le yapacakları grup maçı öncesi Alman futbolculardan birinin şöyle dediği rivayet edilir: “Yedinci golü eşlerimize, sekizinciyi ise köpeklerimize hediye edeceğiz.”
Maç sonucu: Cezayir: 2 – Almanya:1
2014 Dünya Kupası’nda Cezayir’le yapacakları ikinci tur maçı öncesi Almanya milli takımı kaptanı Philip Lahm, Fransa’dan iyi durumda olup olmadıklarına dair soruya ise şöyle cevap verir: “Çeyrek finalde Fransa’yla karşılaşma ihtimalimizden ötürü mü? Yavaş! Daha önümüzde Cezayir var. Şu anda daha sonrasıyla kesinlikle ilgilenmiyoruz.”
Maç sonucu: Almanya: 2 – Cezayir: 1
Janti Almanya
İkinci demecin sahibi olan Lahm, Klinsmann-Löw ikilisinin 2006’da önümüze koyduğu Almanya 2.0’ın turnuvadaki ilk golünü atan adamdı aynı zamanda.
Bu turnuvayla birlikte; Andreas Brehme’den tutun da Beckenbauer’e, Schumacher’den Oliver Kahn’a kadar ‘makine’ intizamıyla top oynayan, yeri geldiğinde kafa göz yarmaktan imtina etmeyen, sonuca gitmeyi her şeyin üstünde tutan topçuların varlığında cisimleşen Almanya gitmiş; gıcır gıcır, genç, janti, heyecan verici, tertemiz bir Almanya gelmişti.
Bu yeni Almanya, göze hoş gelen pas oyunuyla ve ağaçta biter gibi sürekli yenisi gelen ufacık tefecik, zıpır hücum oyuncularıyla uluslararası turnuvalarda herkesin aklını almaya, Alman milli takımına yakıştırılan bütün o olumsuz sıfatların unutulmasına neden oldu.
Yani o kadar farklı bir Almanya ki bu, kupa kazanmıyor mesela. Çok az kırmızı kart görüyor. Arjantin’i eskisi gibi müptezel bir penaltı 1-0’yla değil 4-0’la yeniyor. Bu değişimin en net ifadesi ise 32 yıl arayla verilen iki demeç.
Cezayir virüsü sistemi çökertti
Ama Pazartesi akşamı Porto Alegre’de kötü bir şey oldu. 11 yürekli Cezayirli bir virüs gibi çöreklendi sistemin göbeğine ve Almanya 2.0 hata verdi.
Sistem hata verince ne yaparsınız? Güvenli modda yeniden açıp hatayı gidermeye çalışırsınız. Löw de öyle yaptı ve Almanya kötü oynadığı bir maçı allem edip kullem edip kazanmayı başardı yine.
Ama olan yine Cezayir’e oldu. Vahid Halilodzic hoca gözyaşları içinde oyuncularına sarılır, dünyanın dört bir yanındaki mazlumseverler koltuklarına gömülüp kalırken, Gary Lineker’in o meşhur lafı muhtemelen 35 milyonuncu kez alıntılanıyordu.
‘Herkes topun üstünden atlasın, son gelen dışarı atsın’
Maça gelecek olursak, Joachim Löw’e Almanya 2.0’ın yaratıcısı olmak yetmiyor olacak (ki yetmediğini henüz bir kupa kazanılmamış olmasından anlıyoruz), tuhaf 11 tercihleriyle Almanya 2.0.1’in peşinde koşuyor bu turnuvada.
Philip Lahm’ın orta göbekte oynaması tercihinin bir mantığı var elbette, Guardiola ile Löw’ün futbol tedrisatını sorgulayacak değilim. Ama bunu yaparken, çiçek gibi bir kenar bekinin feda edilişini, savunmanın her iki kenarının da aslında göbekte oynayan iki savunmacıya emanet edilip pasifize omasını, Khedira’nın kenarda oturmasını ve bütün takım topun üzerinden atladıktan sonra frikik kullanma taktiğinin ne işe yaradığını ben şahsen anlamıyorum.
Klose Cezayir’e
Sadece Portekiz maçında, o da Portekiz’in bir takım olarak tamamıyla dağınık olması sayesinde işleyen bu sistem hâlâ onu yerle yeksan edecek kompakt bir takım arıyor çökmek için. Bu takım Cezayir olamadıysa, bu tamamen hem oyun planı, hem de azim ve istek açısından on numara bir maç çıkaran Cezayir’in son hamleleri yapacak yetenekli bir adamının olmayışından kaynaklandı.
Vahid Hoca, yan kulübeden hüzünlü kedi gözleriyle maçı seyreden Miroslav Klose’ye (68) rica edip kendi forvet hattına entegre edebilse ya da Manuel Neuer’in içine kaçan Beckenbauer’i çıkarabilse, bugün ağız sulandıran bir Cezayir-Fransa eşleşmesinden konuşuyor olabilirdik.
Futbolun selameti için Almanya
Özetle, Almanya özellikle ilk yarısında ciddi bir organizasyon ve akıl eksikliğinden muzdarip olduğu maçı, ikinci yarının sonlarından ve uzatmada silkinerek, yetenekli adamlarıyla kazanmayı bilirken; Cezayir yetenek açısından sınırlı kadrosuna rağmen inanılmaz bir azim ve son derece zekice bir oyun planıyla Almanya’nın gardını düşürerek ‘hoş sâda’ kontenjanından gönül köşklerindeki yerini perçinledi.
Almanya’yı beğenmedim ama 2-0 yense de Nijerya karşısındaki Fransa’yı hiç beğenmedim. Dolayısıyla futbolun selameti ve adaleti açısından çeyrek finalde yine de Almanya taraftarıyım.
Kişisel not: Maçı Alman devlet televizyonu adına anlatan spiker, 80. dakikada 0-0’lık skora ve Almanya’nın kötü oyununa atıfta bulunarak “Kim böyle bir şeyi düşünebilirdi ki” dediğinde gıcık oldum. 86’da, “Skor 0-0. İnanılmaz” gibisinden bir şeyler gevelediğinde ise iyice öfkelendim. Neresi inanılmazmış be Herr Rethy? Alamanya her çıktığı maçı güle oynayan 5-0 kazanacak diye kural mı var bizim bilmediğimiz? Almanya milli takımının yeni sürümü çıkabiliyor, ama bazı şeyler, işte, böyle hiç değişmeden kalıyor. Bu küstahlık mesela…