Son günlerde, ikide bir “Suriye’nin toprak bütünlüğü” tekerlemesiyle karşılaşmaya alıştık. “Barış Pınarı Harekâtı” açıklanırken de, “Suriye’nin toprak bütünlüğü”ne atıfta bulunuldu. Bundan sonra da sık sık işiteceğiz Suriye’nin toprak bütünlüğü laflarını. Tüm saptırılmış biçimde kullanılan deyişler gibi de herkesin meşrebine, maksadına uygun olarak dile getirdiği bu sözleri, Türk kamuoyu da aynı havada ve aynı aldırmazlıkla kullanılıyor.
Oysa, konu bizim için de çok önemli. Çünkü Suriye’nin toprak bütünlüğünü, Türkiye’nin toprak bütünlüğünden soyutlanmış olarak düşünemeyiz.
Onun için Barış Pınarı Harekâtı’nın başladığı şu sıralarda, konunun özünü anlamak açısından yaşamsal olan bu kavramı biraz açsak iyi olacak.
Herhangi bir ülke için olduğu gibi, Suriye için de toprak bütünlüğü o devletin egemenliğinin tüm sınırları içinde herhangi bir yabancı müdahale olmaksızın, tam olarak, özgürce kullanılması demektir.