ABD, aylardır Kovid-19 salgınıyla yatıp kalkarken, bir anda gündem, George Floyd’un bir polis tarafından öldürülmesiyle değişti. Hem de öyle bir değişti ki, ne ABD Başkanı Donald Trump ne de dünya, tepkilerin bu denli büyüyeceğini tahmin etmiyordu. Olayların başlamasının hemen ardından, belli riskleri alarak protestoların merkezi Minneapolis’e gittim.
Minneapolis’e geldiğim andan itibaren sokaklardaki durumun, TV’lerde yer alan görüntülerden daha kötü olduğunu gördüm. Minneapolis, Kanada sınırına yakın 430 bin kişinin yaşadığı, nüfusunun yüzde 20’sini siyahi Amerikalıların oluşturduğu bir şehir. George Floyd’un öldürülmesiyle şehir tam kaos içinde. Sokağa çıkma yasağı olmasını kimse dinlemiyor, polis güçleri yetersiz kaldığı için 2 binin üzerinde Ulusal Muhafız sokağa inmiş durumda. Kütüphane, polis karakolu, dükkanlar yakılmış talan edilmiş… Konuyu ve kentteki durumu başlıklarla anlatalım…