İmamoğlu, Kaftancıoğlu gibi isimler CHP’nin geleneksel yapısını ve zihniyetini zorluyorlar. Varlıkları ve dilleri, özellikle İmamoğlu’nun seçim başarısı, bu başarı sırasında kurulan toplum-siyaset-umut ilişkisinin ürettiği siyasi güç ve enerji CHP Genel merkezinin siyasi söylemini etkilemiş, hatta değiştirmiş görünüyor.
Diğer veçhede, Babacan ve Davutoğlu’nun çıkışları var. Babacan’ın Salı günü Karar’da yayınlanan söyleşisi, başlattığı siyasi yürüyüşün yeni bir etabını oluşturuyor, birkaç ay içinde siyasi parti kuracağını ilan ediyordu.
Babacan ve Davutoğlu’nun çıkışları ikili bir mantık üzerine oturuyor. Önce ortada Türkiye’nin bugün geldiği noktayla ilgili bir itiraz meselesi var. O zaman bu çıkışlar, bir yanıyla, AK Parti’yi kuran, başarısına önemli katkıda bulanan bir grup siyasetçinin, ‘bizim hayalimiz, yapmak ve varmak istediğimiz yer, hedef bu değildi’ tarzı bir itiraz ve sorumluluk hamlesi olarak görülebilir.
Toplumun da bu Türkiye’yi tercih ettiğine, beklediğine, yeni siyasi bakışı taçlandıracağına şüphe yok.