Alanya’da dükkanı yağmalanarak yakılan bir esnafın zararının karşılanması için kaymakamlığa yaptığı başvuru, eylemler ‘terör’ kapsamında sayılamayacağı gerekçesiyle reddedildi.
Belge bulunamamış
Alanya’da çatışmaların şiddetlendiği dönemde yüzlerce kişi Hüseyin Kılınç’ın dürümcü dükkanını yağmalayarak İstiklal Marşı ve sloganlar eşliğinde ateşe vermişti. Jandarmanın müdahale etmediği eylemde, saldırganlar, “Dişe diş kana kan, intikam” sloganları atmış, eşyaları parçalamış, içerideki Atatürk büstünü çalarak işyerini yakmaya çalışmıştı.
Radikal.com.tr’den İsmail Saymaz’ın haberine göre, Kılınç, saldırıdan sonra 5233 sayılı Terör ve Terörden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında Alanya Kaymakamlığı’na başvurarak zararının ödenmesini istedi.
Kaymakamlık Antalya Emniyet Müdürlüğü’ne ve İl Jandarma Komutanlığı’ndan saldırının yasa kapsamına girip girmediğini gösteren belgeler istedi. Alınan yanıtta ise saldırıların ‘terör olayı’ olup olmadığına dair belge ‘elde edilemediği’ öne sürüldü. Kesin sonucun ancak yargılamadan sonra öğrenileceği savunuldu.
Bunun üzerine kaymakamlıktan Kılınç’a zararının karşılanmayacağı cevabı geldi.
Yakılınca rahatladım
Son saldırıdan önce sosyal medyada hedef gösterildiklerini, “Dürümcü’nün sonu geldi” diye yazıldığını kaydeden Kılınç şöyle konuştu: “Ruhsatlı silahımı yanıma koydum. Eve girerlerse, çocuklarımla balkondan atlayacaktım. İnsanların ağzından köpükler akıyordu. Dehşet vericiydi. Gece 12 gibi balkondan dükkanın yandığını gördüm. Bana ‘Gelme sakın, seni yakalarlarsa paramparça edecekler’ diye mesaj geldi. Hiç suçum yoktu. İnanır mısınız, dükkan yanarken rahatladım. En çok ben sevindim. Çünkü bir aydır yakıp yıkmaya uğraşıyorlardı. Rahatladım, canımıza bir şey gelmesin diye” dedi.
‘Devlet eliyle provokatörlük’
Bu saldırının devlet eliyle organize edildiğini savunan Kılınç şöyle devam etti: “Mahmutlar küçük bir beldedir, herkes herkesi tanıyor. Bu devlet eliyle yapıldı. Devlet müsaade etti. Tek suçumuz, 7 Haziran seçimleridir. Lanet olsun. 7 Haziran’dan sonra bizim hayatımız değişti. Burada devlet eliyle provokatörlük yapıldı. Bir hafta kendimizi parçaladık. Bir hafta öncesinden dükkanınızın yakılacağından haberiniz olabilir mi? Her şehit haberinde, ‘İnşallah Alanyalı değildir’ diye bakar olduk. Bize bu korkuyu saldılar. Allah’a yalvardım, ‘Bu insanlara hakkımı helal etmiyorum’ dedim. Jandarma ‘Olayda terör bulamadık’ diyor. Dükkanımıza 1500 kişi girdi. Neyden bahsediyorsunuz? Türkiye bizim; neden ayrılalım? Ayrılacak biri varsa, bu ülkeyi sevmeyenler ayrılsın. Asıl bölücü, ırkçı zihniyetteki insanlardır. Faşist odur, bölücü odur.”