Almanya’nın saygın gazeteleinden Die Zeit’te yer alan bir yorumda, AKP hükümetinin, eski Türkiye’nin ‘satlanat ve tahakküm mantığı’nın geri getirdiği belirtildi.
Michael Thumann imzalı yazı şöyle:
Kibir ve kayıtsızlık
Soma felaketi Erdoğan hükümetinin çirkin yüzünü açıkça ortaya koydu: Kibir ve kayıtsızlık. Türkler durumdan hiç memnun değil.
Şu resimler Erdoğan’ın çöküşünün kilit sahneleri olabilir: Kravatlı ve beyaz manşetli Başbakan, göstericilerin ve görgü tanıklarının ifadesine göre Soma ölüm madeninde babasını kaybetmiş 15 yaşındaki bir kızı tokatlıyor.
Ondan kısa bir süre önce de başbakanın beyaz gömlekli, takım elbiseli danışmanı, yerde yatan birine tekme atıyordu. İktidar memurunun bir kez daha, daha güçlü, bacak arasına vurabilmesi için polisler kurbanı sıkıca tutuyordu.
Saltanat ve tahakküm
Eski feci Türkiye böyle görünürdü; imtiyazlı ‘beyaz’ Türkler basit, Anadolulu, ‘siyah’ Türkleri baskılar, gerekirse de döver ve aşağılardı. Aşağılanan kesim için tersane işçisinin oğlu Erdoğan’ın AKP’si büyük bir ümitti. Artık değil. Çünkü yukarıdaki sahnelerde dayağı atan beyaz gömlekliler bizzat Erdoğan ve adamları. Türkiye’nin tarihten gelen saltanat ve tahakküm mantığı tersine dönüyor.
300’ün üzerinde can kaybıyla Soma maden felaketi Erdoğan’ın AKP rejimini uçurumun kenarına getiriyor. Maden yıkıntılarının arasında her şey açıkça ortada: iktidardakilerin kibiri ve halkı hor görmesi ve kâr iştahının tüm ülke açısından oluşturduğu tehlike.
AKP rejimi perişan halde
Soma’daki sahneler bugün AKP rejiminin ne kadar perişan bir durumda olduğunu ortaya koyuyor. Erdoğan, en tepeye doğru zorlu yükselişini başaran küçük adamı herkesten fazla savunurdu. 80’lerdeki Özal döneminin ardından mütevazı, hatta bazen aşırı seviyelerde refaha kavuşmuş miyonlarca dindar Anadolulu’nun kendisiyle özdeşleştirdiği bir figürdü.
Erdoğan döneminde birçok basit Anadolulu’nun başarı eğrisi yükseldikçe yükseldi. Ekonomik patlama yaşandı, başbakan konutlar inşa etti, caddeler planlattı, güvenilir bir sağlık sigortası oluşturdu, santraller ve fabrikalara yatırım yaptı ve tüm bunlarla refahı canlandırdı.
Erdoğan Türkiye’si hangi yüzyılda yaşıyor?
Anadolulular iki olaydan ürktü. Birincisi AKP politikacılarının iktidar sarhoşluğuyla insanları açıkça hor görmesi… Ölü madencilerin kederli kurbanlarına vurmaları ve onları aşağılamaları. Erdoğan’ın 19’uncu yüzyılda İngiltere’de de yüzlerce maden işçisinin öldüğünü söylemesi de bu tablonun bir parçası. Erdoğan bunun ‘normal’ olduğunu söyledi. Erdoğan Türkiye’si hangi yüzyılda yaşıyor?
İkincisi, AKP’nin vaat ettiği refah madalyonunun kapkara bir arka yüzünün olması: Sağlığa zararlı, hatta hayatı tehdit eden işyerleri, doğadan çalarak yapılan inşaatlar, ülkenin tamamının insafsızca betonlaştırılması. Ortaya çıkarıldığı üzere, bu sayede zengin olanlar AKP’ye yakın işadamları, AKP siyasetçileri ve belli ki bizzat başbakanın ailesi.
Erdoğan kardan zarar etmek istemedi
Erdoğan’ın Avrupa’nın iş güvenliğiyle ilgili kılavuz kurallarını kabul etmeye direnmesine, yolsuzlukları soruşturan savcıları yerinden etmesine, daha geçenlerde mecliste Soma’da iş güvenliğinin soruşturulması talebini önlemesine şaşmamalı. Tüm bunlar kârına zarar verirdi.
Soma felaketi Erdoğan için son derece kötü bir zamanda geldi. Başbakan ağustostosta cumhurbaşkanlığına seçilmek istiyor. Asıl yüzünün ortaya çıkmasıyla ülke genelinde yaşanan şoku geçiştirmeye çalışacak. İstifa mı? Nerede… Ne kendisi ne de adamları istifa ediyor.
Türkler böyle adamları sevmez
Erdoğan tıpkı mart sonundaki yerel seçimler öncesine olduğu gibi, dünya genelinde kendisine karşı komplolar, suikastler ve darbe girişimleri yapıldığından bahsederek atıp tutacak. Göstericileri bastırmak için polisi üzerlerine sürecek. Tabanını arkasına almak için elinden geldiğince kutuplaştırmaya gidecek. Batı Anadolu ve Karadeniz’deki maden bölgelerinin zaten AKP’nin kaleleri olmadığını söyleyecek. Nitekim Soma’nın bulunduğu Manisa’da son seçimleri muhalif MHP kazanmıştı.
En azından şimdiye dek, Erdoğan’ın seçimlerden önceki ayrıştırma taktiği böyle görünüyordu. Şimdi de işe yarayıp yaramayacağını kimse bilmiyor. Bu hafta itibarıyla Erdoğan artık kızlara el kaldıran, müşaviri tekme atan biri.
Türkler böyle insanları sevmez.