İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 7 Haziran seçimleri öncesinde kendisi hakkındaki ‘kaset’ iddiasıyla ilgili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın aradığını ve iddiayı ‘havuz medyası’nda yer alan A Haber’de ortaya atan Latif Erdoğan ve Cemil Barlas için ‘göz önünden çekileceğini’ söylediğini aktardı.
O dönem “AKP bizimle koalisyon kurmaz. Çünkü, 17-25 yolsuzluk faillerinden hesap soracağız” demesinin ardından Gece Ajansı adlı programda Akşener’in ‘kaset’i olduğu iddia edilmişti. Barlas, “Onun da kaseti mi var nesi var, nasıl ele geçirdiler” demiş, Erdoğan da “Cemil Bey’in dediği çok önemli. O kaseti olan birisidir ve şu an esaret altındadır” ifadesiyle Barlas’a destek vermişti.
Bunun üzerine Akşener, yargıya başvuracağını açıklamış, Twitter hesabından “Müslüman görünümlü münafıklar, sizlerin bile bu kadar alçaklaşacağınızı düşünmemiştim” mesajını paylaşmıştı. Ardından Erdoğan ve Barlas’ın yanı sıra A Haber genel yayın yönetmeni hakkında ‘iftira’, ‘şantaj’ ve ‘hakaret’ şikayetiyle savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.
Mahkeme, Erdoğan ve Barlas’ın suç işleme kastı yeterince tespit edilemediği gerekçesiyle ayrı ayrı beraatine karar vermişti.
‘Açık oyumu MHP’ye verdim, o bir borçtu’
Hürriyet’ten İpek Özbey’e konuşan Akşener’e “İYİ Parti’yi kurmanızda hakkınızdaki kaset iddialarının bir etkisi oldu mu?” diye soruldu.
Akşener şöyle yanıt verdi: “Elbette. 7 Haziran’da malum hikâye oldu. Sonra sert bir mücadele geçirdim. Sayın cumhurbaşkanı aradı. 35 dakikayı geçen telefon konuşmasında, bir daha böyle şeylerin tekrarlanmaması için bu iki kişinin göz önünden çekileceğini söyledi. Ama ben davayı çekmedim. Bu sırada sayın (MHP Genel Başkanı Devlet) Bahçeli, bir kadın genel başkan yardımcısını bana gönderdi, onun da şöyle bir sözü oldu, ilk kez paylaşıyorum. ‘Sayın Bahçeli, biz kasetlerle ilgili bedeller ödedik. Artık hani kaseti olanı vermiyoruz’ dedi. Orada da bir şeyler yıkıldı. Ama bir görevdi, milletvekili sırasına girmiştim. Seçim bitti, eve dönmeye karar verdim. Rahmetli abim, sayın Bahçeli’nin arkadaşıydı, benim hayatımda özel bir yeri vardı. ‘Kızım müracaat et, ama öyle et ki seni sıraya koymasınlar. Sonra ‘Şantaja maruz kaldı’ derler’ diye uyardı. 1 Kasım’a kadar sakin bir süreç geçirdim. Açık oyumu MHP’ye verdim, o bir borçtu. Ve defterleri kapatma kararı almıştım. Sonra çok büyük baskı gördüm ve bir yola çıktık. Bana bu partiyi kurduran nedenlerden biri atılan iftiralardır.”