AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, ‘CHP’nin usulsüzlüğün içinde olduğu’ yönünde bir iddiasının bulunmadığını söylerken, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul seçimlerine ilişkin kararı ne olursa olsun adım atılacağını söyledi.
Partisinin Ankara’daki genel merkezinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Yavuz, sayım döküm cetvellerinin 5 bin 388’inin mühürsüz, 694’ünün imzasız, 214’nün de boş olarak sisteme girildiğini söyledi.
“Toplamda 10 bine yakın sayım döküm cetveli sorunlu olarak tespit edildi” diyen AKP’li yönetici, ‘seçim kurulunda her şeyi göze alarak bir şeylerin yapıldığını’ dile getirdi. Yavuz, “Kişisel tahminim şu: 24 Haziran seçimleri öncesinde başlayan bir kurgu ve çalışma var” ifadelerini kullandı.
Yavuz, kendilerinin de bir parça kusurları olduğunu belirterek şunları anlattı: “Ortada, kanunun dışına çıkan, seçim günü fark edemeyeceğimiz bir takım kanunsuz işlemler yapıldı diyoruz. Bir takım kanunsuzluklar yapıldı. CHP’nin tavrını anlamıyorum. ‘Bu işi CHP kurguladı’ iddiasında değilim. CHP’ye de düşen bu kadar kanunsuz iş ve işlemleri onların da takip etmesidir. Bu iş CHP’ye, Ekrem İmamoğlu’na yarasın diye yapıldı. Bu kadar şüphe ile bu seçimin arkada kalmasına hiçbir partinin razı olmaması gerekir. Organize usulsüzlük yapıldı. Seçim işleri yolsuzluğu yapıldı. Partilerin denetimine uygun olmayan alanda bir şeyler oldu.”
CHP’nin elinde ıslak imzalı seçim sonuç tutanağı olmadığını savunan Yavuz, CHP’nin sistem kurulduğunu açıkladığını ancak veri paylaşılmadığını ifade etti.
AKP’li Yavuz, YSK’nın seçimin yenilenmesine dair itirazı reddetmesinin ardından neler yapılacağını şöyle anlattı: “Kanuni çerçevenin dışına çıkılarak, yapamaz olduğu görevi yapmak üzere yetkilendirilen kişilerin orada görevlendirilmesi mümkün değil. YSK’nın kararı herkesi bağlar. YSK, kararını olumlu da olumsuz da verse atacağımız adımlar var. Kesinlikle bunları tek tek belirleyip suç duyurusunda bulunacağız.”
‘FETÖ’ iddiasını anlattı
Yavuz, ‘FETÖ’ iddialarına dair şunları söyledi: “YSK’nın sisteminden kaynaklanan bir şey fark etmiş değiliz. Sandık başı ve seçim kurulundaki iş ve işlemlerden kaynaklanan rakamlar var. YSK 28 bin diye açıklıyor (oy farkı), düzeltildikçe eriyor. 12 kişi FETÖ’den ihraç edilen bu sandık başında rol almıştır. Dokuzu sandık başkanı, üçü de memur üye olarak. FETÖ’den ihraç edilenlerin yakınları da rol alamaz mı? Bunlar kamu görevlisi değil de önemli kısmı. O günden sonraki yöntemlere baktığımızda sosyal medya hareketliliğine baktığımızda bu işler sanki onların aktif rol aldığını gösteren işaretlerle dolu.
Fatih Portakal… Bunu FETÖ unsurları ile aynı anda söyledim ama o anlamda ithamım yok. Fatih beyi tenzih edelim. Bir video paylaşmış, ‘pot üstüne pot kırmaya devam’ diye videomu yayınlamış. Basın açıklamasında bulunduktan sonra cevap veriyorum, basın mensupları bazı şeyler soruyor, cevap veriyorum bir kısmı dışarıda kalmış basın mensuplarının arkadaşlar özür dilerim farkı söyleyip gidecektim dedim gittim. Bunda ne var? Sanki biz düzmece belge bilgi hazırlıyoruz gibi yansıtmanın anlamı ne? Birileri yakaladık diyor. FETÖ unsurları bunu sunuyor servis ediyor.”
‘Her ileri sürdüğünüz doğru olmayabilir’
AKP’li yönetici, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan önceki seçimlerin hiçbirinde bu derece sandık başkanlarına dayandırılan bir usulsüzlük olmamıştır. Bu seçimlerdeki gibi sayım döküm cetvellerine dayandırılan usulsüzlük olmamamıştır. Her seçimde daha olağan olan hususa geldi sıra. Kısıtlılar, ölüler, cezaevi seçmeni meselesi… Diyor ki bir CHP’li yetkili, ‘Kısıtlıların oy kullandığını nereden biliyorsunuz’ diyor. YSK incelesin diye ileri sürüyoruz. Her ileri sürdüğünüz doğru olmayabilir. YSK’ya ileri sürüyoruz ama öncekiler o kadar bariz ki, önceki iki şey. ‘Sandık başkanlarında böyle bir kanunsuzluk yapılmamıştır’ demiyorlar. İptal edilen dört yer var. Bu dört yerde de bunlara dayandırılmıştır. Daha çok kısıtlıların oy kullanması söz konusu olmuş.”