• 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ

AKP-MHP koalisyonu için geri sayım başladı

24/06/2019 14:25

KEMAL GÖKTAŞ

[email protected]

@kemalgoktas 

İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimini Ekrem İmamoğlu, yaklaşık yüzde 10 oy farkla kazandı. Bu sonucun  arkasında çok sayıda faktör var.

Hezimetin nedenleri

Bunların en başında kuşkusuz toplumun İmamoğlu’na yapılan adaletsizliğe gösterdiği tepki geliyor. Sadece YSK’nın iptal kararı değil, YSK’nın bu kararı almasına giden yolda AKP-MHP koalisyonunun devlet gücünü de arkasına alarak yürüttüğü süreç de adaletsizlik duygusunu güçlendirdi. Ama seçmenin 31 Mart’ta 13 bin olan farkı 57 kat artırmasının arkasında sadece İmamoğlu’nun mağduriyetine duyulan tepkinin olduğunu söylemek yanlış olur. Sadece dar anlamda iktidara bağlı yargı sisteminin ürettiği adaletsizlikler değil, toplumsal-ekonomik hayatın her alanına hakim ilişkiler ağı da iktidarın seçim hezimetiyle yüzleşmesinin önünü açtı.

Reklam

Yönetememe krizinin habercisi

Bundan sonra AKP-MHP koalisyonu için geri sayım başladı.

7 Haziran seçimlerinden bu yana gücünü ‘beka’ söylemi ve ona eşlik eden baskı, şiddet, güvenlik tehdidi yöntemleriyle sürdüren AKP-MHP bloku bir çıkmaza girdi. Topluma vaat edeceği hiçbir şey kalmayan milliyetçi-İslamcı kadrolar bir söylem krizi içinde oldukları gerçeğiyle bu seçim kampanyasında karşılaştı. Heybelerinde, 31 Mart öncesinde kendilerine büyükşehirleri kaybettiren beka söylemi yerine koyabilecekleri hiçbir şey kalmadığı görüldü.

Bu söylem krizi aynı zamanda bir siyaset ve yönetememe krizinin de habercisi. Hem MHP hem AKP açısından bu aşamadan sonra ‘cumhur ittifakı’nın devamı da ancak bu çıkmazın bir sonucu olabilir.

Reklam

Tarikat-siyaset-ticaret üçgeninde işleyen ranta ve hamasete dayalı ilişkiler ağıyla yürütülen politikalarla alabilecekleri en yüksek oyu 31 Mart’ta aldıkları ve bundan sonra radikal bir değişikliğe gitmedikleri takdirde adım adım iktidarı kaybedecekleri anlaşıldı.

İmamoğlu’nun gücü

Seçim sonuçları İmamoğlu’nun AKP ve MHP tabanından en az yüzde 3-4 aralığında oy aldığını gösteriyor.

Saadet seçmeninin önemli bir bölümü, DSP ve diğer adayların oyları da İmamoğlu’na gitti. Böylece toplumun her kesiminin desteğini alan İmamoğlu, en önemlisi muhalefetin şimdiye kadar yapamadığını yaparak iktidar blokundan da hatırı sayılır oy almış oldu.

Kürt seçmen kanmadı

Kürt seçmen, son birkaç yıldır kendisine yaşatılanlar karşısında son dakikada yapılan acemice manevralardan etkilenmedi. İktidar açısından trajikomik taktikler ve insan aklıyla dalga geçercesine yapılan ‘Kürdistan’, ‘PekeKe’, ‘Öcalan’ın mektubu’ ve kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkarılması gibi yöntemlerle ‘kandırılmayacağını’ da ortaya koydu.

Bu manevralar, Kürt seçmen üzerinde etkisiz kalırken AKP-MHP tabanında ciddi bir travmaya da yol açtı. 23 Haziran’da bu travmanın etkilerinin tamamının sandığa yansıdığını söylemek de doğru olmaz. İktidarın son dört yıldaki söylemini ve muhalefete yönelik suçlamalarını bir anda dayanaksız bırakan bu manevralarının daha derin etkileri de olacaktır.

HDP kendisine oy verdi

Politik bilinci en yüksek seçmen olan HDP tabanı, İmamoğlu’na oy verirken ne bir cömertlik yapıyordu ne de bir borç ödüyordu. HDP, iktidara kaybettirirken aynı zamanda bundan sonra politika yapıcıların kendilerini yok sayarak geliştireceği tutumların bir karşılığının olmadığını da göstermiş oldu.

HDP’nin siyasetteki belirleyici etkisi ve CHP-İYİ Parti tabanıyla İstanbul seçimi nedeniyle pekişen yakınlaşmasının Kürt sorununun çözümünde de önemli bir etkisi olacaktır.

AKP ne yapacak?

Bu noktadan sonra asıl belirleyeci olan AKP’nin yeni stratejisi olacak. İktidarını kaybetmemek için her yolu mübah sayan, baskıcı, otoriter anlayışa toplumun verdiği yanıt ortada iken bu yöntemlere devam etmesi iktidarının çöküşünü hızlandıracak.

Bunun aksine yumuşama veya kısmi demokratikleşme yoluyla iktidarın ömrünü uzatma gibi bir seçenek de güçlü görünmüyor. Çünkü 7 Haziran örneği, demokratik koşullarda muhalefetin gücünü hızla büyüttüğünü de göstermişti.

AKP’nin girdiği bu çıkmazda ülkeyi bir felakete götürmemesinin yolu toplumsal uzlaşıyı, bir arada yaşamının yeni kodlarını, yani demokratik bir anayasayı gündeme getirmesi olabilir. Ne yazık ki bugüne kadar yaptıkları böyle bir aklı selim çözümü tercih etmesinin neredeyse imkansız olduğunu gösteriyor. Bu durumda muhalefetin İstanbul seçimiyle yakaladığı birlikteliği ileriye taşıyarak iktidarı buna zorlaması dışında bir seçenek kalmıyor.

Filed Under: Agora

Tüm yazılar: Kemal Göktaş

SON HABERLER

‘Benim için de bir rüya gerçek oluyor’ diyen Mesut Özil İstanbul’da

Fenerbahçe’nin prensipte anlaştığı futbolcu Mesut Özil, eşi Amine Gülşe ve kızı Eda’yla İstanbul’a geldi.

İstanbul Metro şirketine 2012’de helikopter alınmış

İstanbul Belediyesi şirketi Metro A.Ş.’nin 2012’de Sikorsky model helikopter aldığı ortaya çıktı.

Ahlat’taki köşk için 125 milyon lira yetmedi, 99 milyon lira daha harcanacak

25 Ağustos 2020 tarihinde açılan Bitlis’in Ahlat ilçesindeki cumhurbaşkanlığı köşkü için 99 milyon lira daha harcanacak. Van Gölü kıyısındaki köşk için bugüne kadar 125 milyon lira harcandı.

Ekonomist Yeşilada: Yönetim dolar/TL’de ideal kur olarak 7.30-40 arasını benimsedi

Dolar/TL, geçen hafta boyunca her iki yönlü sert dalgalandıktan sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın faiz eleştirileriyle haftayı 7.5 seviyelerinde tamamladı.

İstanbul’dan kar manzaraları: Trafikte yoğunluk yüzde 74, sokaklar buz pisti

İstanbul’da kar yağışının etkisiyle trafik yoğunluğu yüzde 74’e çıktı. Buzlanan ara sokaklarda sürücüler ve yayalar zor anlar yaşadı.

Anayasa Mahkemesi’nden basın özgürlüğünü tabuta koyan kararlar
Bundan sonra ne olacak? Ne olmalı?

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1175 gündür tutuklu

AGORA

Türklüğü benimsemeyen Ermeni’ye de mi ‘Türk’ denecek!

Murat Sevinç

Yeniden AB ve reform: Gerçek(çi) olabilir mi?

İhsan Dağı

Türk mutfağı dünyada başarı yakalayabilir mi?

Mehmet Aksel

GÜNÜN 11’İ

Mustafa Karaalioğlu: Eşyanın tabiatına aykırı el sıkışmalarla netice değişmez

Şebnem Korur Financı: ‘Nasıl, hangi bilimsel kurul, hangi verileri değerlendirdi’ sorularının yanıtı yok

Uğur Meleke: Kimsenin kimseye alan bırakmadığı bir çarpışma futbolu vardı Dolmabahçe’de

Nagehan Alçı: Okulların en kısa sürede açılması hedefleniyorsa bu sıralamada bir çelişki yok mu?

Erman Özgür: Sergen Yalçın demek derbi demek

Timur Soykan: 2023 hedefinde 1990’lara ulaşan AKP ve ortağı, 1980 öncesine doğru hızla gidiyor

Didem Özel Tümer: Laschet’in katılması Türkiye açısından kolaylaştırıcı etki oluşturabilir

Osman Müftüoğlu: Gerekli tedbirleri almazsak çöküntü daha da büyüyecek

Sinan Meydan: 83 yıl önce Çin’e aşı gönderen bir Türkiye vardı

Barış Terkoğlu: Adnan Oktar’ın örgütünün siyasi ayağı var mı?

Alaattin Aktaş: Faiz artırılmalı diyen kesim Türkiye’den çıkmaya hazırlık yapanlardır

Çevrimiçi, yerçekimsiz Gogol

İstanbul Havalimanı’nda bir dakika sanat…

Üç ‘Rebecca’

Şakir Eczacıbaşı’nın fotoğraf sergisinden 10 ‘seçilmiş an’

Bilinmeyen bir cisim yaklaşıyor!

Covid-19 nedeniyle ‘uçmaktan korkup’ üç ay havalimanında kaldı; tutuklandı

‘Koca bebek Trump’, Londra Müzesi koleksiyonunun parçası oldu

Antalya’da, Akdeniz foku ölü bulundu: Otopsi yapılacak

Tekerlekli iskemleyle 250 metreye tırmandı: 5 milyon liralık bağış topladı

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • Email
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi