Darbe girişimi sırasında ‘Akıncı Üssü’nde yaşananlara ilgili davada eski Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanı tümgeneral Kubilay Selçuk savunma yaptı.
‘Yurtta Sulh Konseyi’ üyeleri arasında bulunan Selçuk’un atama listesinde ‘Genelkurmay Harekat Başkanı’ olacağı belirtiliyordu.
AA’nın aktardığına göre, Çiğli’den haber vermeden Akıncı’ya gelmesinin nedeninin sorulması üzerine Selçuk, “Sürpriz yapmak istedim, çatkapı geldim” dedi.
‘Komutanımız emretti, biz çıktık’
Akıncı Üssü’nde bulunduğu sürede Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’la aynı odada kaldığını ve Akar’ın boynunda küçük bir yara izi gördüğünü söyleyen Selçuk, “Üs komutanının odasından Sayın Komutanımızın ‘Gidin şöyle yapın, şunları ikna edin’ demesinin haricinde bir kere Dişli generalle hava almaya çıktık, onun dışında çıktığımızı hatırlamıyorum. Komutanımız emretti, biz çıktık, gittik, geldik” dedi.
Selçuk, Akın Öztürk geldiğinde odada kendisi ile Mehmet Dişli’nin bulunduğunu, Akar’ın, Öztürk’e durumu anlatıp, darbe faaliyetinin önlenmesi gerektiğini anlattığını söyledi.
Öztürk’ün neler yaptığının sorulması üzerine Selçuk, “Benzer şekilde, biz nasıl çaba içindeysek o da aynı şekildeydi. Kendisi bizden farklı olarak derdest edilen insanlarla özellikle ilgilendi. O insanlara yardım için büyük bir gayret gösterdiğini biliyorum” diye konuştu.
‘Dişli, tüm koordinasyon ihtiyacını giderdi’
Akar’ın, Akıncı Üssü’ne getirildikten sonra Mehmet Dişli’nin komutana karşı tavırları sorulan Selçuk, “Dişli’yi ilk kez Akar ile gördüm. Sayın komutan girdi, 3-4 saniye sonra Dişli girdi. Dişli, sayın komutanın tüm koordinasyon ihtiyacını giderdi. Verdiği emirlere uyduk, birlikte hareket ettik. Ben Dişli generalin hiçbir aksi tavrı ve davranışını görmedim. İkimiz de kimseye darbeye ilişkin emir ve talimat vermedik” dedi.
Selçuk şöyle devam etti: “Çiğli Üssü’nden helikopterlerin kalktığından hiçbir bilgim yok. Benim plandan bilgim yok, Ankara’da uçan uçakların faaliyetleri, eylemleri nedir, bunları da bilmiyorum. Cereyan eden hadisenin içerik bilgisine sahip değilim. Üssümün harekat komutanını aradım, ‘Bana söylemek istediğin bir şey var mı’ diye. Çünkü bütün birliklerde hareketlenme var, benim birliğimde herhangi bir şey olabilir mi, bu amaçla aradım” diye konuştu.
‘Darbe olduğunu bildiriyi okuduğum anda anladım’
Selçuk “Darbenin Fethullahçı bir darbe olduğunu saat kaçta anladınız? İfadenizde ‘Hulusi Akar’a Fethullahçı olmadığımı söyledim’ dediniz. Neden bunu söyleme ihtiyacı hissettiniz?” sorusuna şöyle yanıt verdi: “Darbe olduğunu, darbe bildirisini okuduğum anda anladım. Yüzde yüz bu darbe belli. Ama onun ötesinde öyle bir düşüncem olmadığı için saati size veremem. Gündemde Fethullahçılar vardı zaten. Bir darbe oluyorsa Fethullahçı olduğunu anlamak ayrı bir şey, Fethullahçı bir darbenin olabileceğini tahmin etmek ayrı bir şey. Gündem o gün cari olarak onu gösteriyor. Birtakım listeler var, kumpas tersine çevrilmiş, öbür türlü fırtına var. Ne oluyor, olsa olsa bu olabilir. Benden duysa duysa şüpheyi bundan duyabilir. Üzerinizde bir şüphe yok, ‘Çatımızı üzerimize çektik’ dedik ama ‘Kendimizi aptallaştırdık’ demedik. Bunun beklentisi akıllı bir insanda olur.”
“Yaşar Güler’in derdest edildiğini duyunca, derdest edenlerle ilgili işlem yaptınız mı?” sorusuna Selçuk, “Derdest edenlerin kim olduğunu, kimlerin kontrol ettiğini bilmiyordum. Yardım edebilir miyim diye yerlerini sordum, cevap alamadım. Dolayısıyla ilgilendim. Akın generalim bu ve buna benzer hususlarda onlara yakın insan, rütbesi de yakın. Onun ilgilendiğini de biliyorum” diye konuştu.
‘Bana sevgisi olduğunu düşünüyorum’
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’la arasında husumet olup olmadığı sorulan Selçuk, “Hulusi Akar ile aramızda husumet yok. Çalıştığımız sürede herhangi bir sorun yaşamadık. Bana sevgisi olduğunu düşünüyorum” dedi.
Akar’ın, “Darbe başarısız olunca Kubilay Selçuk’un yüzü düştü, üzülmeye başladı” sözleri hatırlatılan Selçuk, “Benim yüzüm düşmüştü, evet. Otursam ağlasam, yeriydi. Hatta 143. Filo’nun gazinosunda video görüntüleri var. Arkadaşlarımı üç parti halinde bekledim. Her birinin karargaha gitmesini söyledim. Herkes orada toplansın diye. Üç grubu da kontrol ettikten sonra son kez binaya girip çıktım. Dolaşıyorum ama ruh gibi dolaştığımı söylesem yeridir. Yaşanan hadiseler belli, sıkıntılar belli, oluş belli, millet zarar görmüş, silahlı kuvvetler zarar görmüş. Ne yapacaksınız, sevinçli mi olacaksınız” diye konuştu.
‘En çok da ona söylemişimdir’
“Olay günü özel telefonunuz evde. Kullandığınız makam telefonu var. İncelenmek üzere o telefon aranmış ama bulunamamış. Ne oldu o telefona?” sorusuna Selçuk, “Üssün bir yerinde muhtemelen ben kaybettim” yanıtını veren Selçuk, ne zaman kaybettiğime dair fikri olmadığını söyledi.
‘Çiğli imamı’ olduğu belirtilen Zekeriya Kuzu’nun kendisine ‘Paşa’ dediğini söylediği hatırlatılan Selçuk’a “‘Paşa’ lakabını siz mi verdiniz?” diye soruldu.
Selçuk, “Evet, doğrudur. Pek çok personele yeri geldiğinde onore etmek adına ‘Paşa’ derim. En çok da ona söylemişimdir” karşılığını verdi.
Avukatın, “Bir astsubaya neden ‘Paşa’ lakabı verilir?” sorusu üzerine Selçuk, “Ben kişiye ‘Paşa’ lakabı vermedim, ara sıra ‘Paşa’ diye hitap ettim. Diğer personele de ara sıra yaptığım gibi. Bunun özel bir nedeni yoktur” diye konuştu.
Kuzu’nun aracıyla eve gittiği iddiası sorulan Selçuk, “15 Temmuz’a kadar bu insan milli kahraman. Ben bu insana neden değerli biri olarak bakmayayım. Hadise budur” dedi.