• 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ

Akıncı’ya ‘sürpriz’ yapan kurmay albay: Tek başıma olduğum için engelleyemedim

10/08/2017 21:17

 

Darbe girişimi sırasında ‘Akıncı Üssü’nde olup bitenlerle ilgili davada eski kurmay albay Murat Koçyiğit savunma yaptı.

Fotoğraflar: DHA

Reklam

AA’nın aktardığına göre, hakkındaki iddia ve suçlamaları kabul etmediğini belirten Koçyiğit, “Ben ne FETÖ ne de Yurtta Sulh Konseyi üyesiyim. Konsey üyesi olduğu öne sürülen sanıklarla herhangi bir irtibatım olmadı. Yurtta Sulh Konseyi üyesi olarak yargılanan sanıkların bir çoğunu ilk kez burada gördüm. Darbeye teşebbüs suçuna katılmadım, hiçbir emir vermedim, almadım, silah kullanmadım. Yanlış zamanda yanlış yerde olmak dışında hiçbir kabahatim yok” dedi.

Hayatı boyunca milli güvenliğe tehdit oluşturacak hiçbir yapının içinde bulunmadığını öne süren Koçyiğit, ‘FETÖ’nün terör örgütü listesine alınmasını sağladığını, bu nedenle örgütün hedefinde bulunduğunu iddia etti.

“Jandarma teşkilatında 25 yıl boyunca büyük bir sevgiyle görev yaptım” diyen eski kurmay albay, Ankara’da ‘darbe planlaması’ yapıldığı belirtilen 6-9 Temmuz tarihleri arasındaki toplantılara katılmadığını savundu.

Reklam

‘ByLock’ kullanıcısı olmadığını söyleyen Koçyiğit, hakkındaki suçlamaların hiçbirini kabul etmediğini belirtip, suçsuz olduğunu öne sürerek, tahliye ve beraat istedi.

‘Sürpriz bir ziyaret yapacaktım’

Savunmanın ardından soruları yanıtlayan Koçyiğit, 15 Temmuz’da Akıncı Üssü’ne, yeni bir göreve atanan eski kurmay albay Ahmet Özçetin’e nezaket ziyaretine gittiği yönündeki beyanını tekrarladı.

Özçetin’i nereden tanıdığını sorulan Koçyiğit, Jandarma genel sekreterliği görevini yürütürken Özçetin’in Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreterliği görevinde bulunduğunu, tanışıklığın buna dayandığını söyledi.

Ziyaretten önce Özçetin’i telefonla arayıp aramadığı sorulan eski kurmay albay, “Telefonla görüşmedim. Sürpriz bir ziyaret yapacaktım” dedi.

“Sizin görev yaptığınız yerle Akıncı uzak yerler. Siz mesaiden çıkmışsınız. Oradaki şahsın da çıkma ihtimali var. Önceden arayıp geleceğinizi bildirmeniz gerekmez mi? Onun da mesaiden çıkmış olma ihtimalini değerlendirmediniz mi?” sorusu üzerine Koçyiğit şu yanıtı verdi: “O da bir ihtimal ama Ahmet Özçetin orada lojmanda kalıyor. İş yerinde olmasa en fazla lojmanındadır diye düşündüm.” 

‘Şuradayım diye bir işaret yaptım, bekledim’

Koçyiğit, soru üzerine, birliğinden sivil olarak çıktığını, resmi araçla Şaşmaz kavşağına kadar geldiğini, özel ziyaret olduğu için resmi araçla devam etmek istemediğini, yola taksiyle devam ettiğini söyledi.

Üsse geldiğinde neler yaptığının sorulması üzerine Koçyiğit, “Saat 20.00 civarında Akıncı’ya geldim. Nizamiyede Albay Özçetin’i ziyaret etmek istediğini söyledim. ‘Tamam’ dediler. Taksiden indim. Beni Ahmet albayın olduğunu düşündüğüm filonun önüne getirdiler. Özçetin’in yanında havacılar vardı, konuşuyorlardı, merhabalaştık. Şuradayım diye bir işaret yaptım, bekledim” diye konuştu.

Eski kurmay allbay, saat 22.00’de üsten çıkışlar yasaklanınca buradan ayrılamadığını, bu arada okul komutanını arayarak gördükleriyle ilgili bilgi verdiğini söyledi.

‘Okullar komutanlığı tali görevdir’

Ailesi ve komutanı dışında kimseyle telefonla görüşmediğini, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile dönemin Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi’nin Akıncı’ya getirildiklerini duyduğunu, ancak görmediğini öne süren Koçyiğit, aleyhinde ifadesi bulunan Arif Kalkan’ı tanıdığını, ancak bu kişinin, “Antalya’da görev yaptığım dönemde Burdurlu olduğunu bildiğim biriyle görüşüyordum. Bu kişi beni Murat Koçyiğit ve karacı olduğun bildiğim Süleyman adında biriyle tanıştırdı. Abiyle görüşmelerimiz bazen benim evimde, bazen ise Murat Koçyiğit ve Süleyman’ın evinde oluyordu” beyanını kabul etmediğini söyledi.

Arif Kalkan’ı sadece mesaiden tanıdığını öne süren eski kurmay albay, “Bu şahıs benim evime gelmedi. Ben bu şahısla Süleyman denilen şahsın evine gitmedim. Kesinlikle iftira atmış” dedi.

Darbecilerin atama listesinde Jandarma Okul Komutanlığı görevine getirildiği belirtilen Koçyiğit, “Konsey üyesi olsam atanmayı isteyeceğim yer asla ve asla jandarma okullar komutanı değildir. Asker olan şahıslar bilir. Okullar komutanlığı tali görevdir. Karargahta bir başkanlık varken hiç kimse okul komutanı olmak istemez. Konsey üyesi olsam ya personel ya da istihbarat başkanı olmak isterim” diye konuştu.

143. Filo’da çekilen ve iddianamede kendisine ait olduğu belirtilen fotoğraf gösterilen Koçyiğit, fotoğraftaki kişinin kendisi olmadığını öne sürdü.

‘Resmi ziyarete gitsem arar, randevulaşırdım’

Avukatın “Hafta sonuna girilmiş, mesai bitmiş, bir senedir gitmediğiniz bir yere tam darbe girişimi gecesi gidiyorsunuz ve bunu akıl içi buluyorsunuz. Aramadan, haber vermeden gidiyorsunuz. Resmi ilişkilerde sürpriz yapılmaz. Fakat Side Alanya arasında iki FETÖ’cü subayı bir araya getirmeyi akıl dışı buluyorsunuz” sözleri üzerine Koçyiğit, şunları söyledi: “Ben oraya resmi ziyaret için gitmedim. Resmi ziyarete gitsem arar, randevulaşırdım, hatta Ahmet Özçetin kapıda beni karşılardı. Özel ziyaret olduğu için ‘Sürpriz ziyaret olsun’ dedim. Bu çok normal bir şey. Bu şahıs (Arif Kalkan) ‘1998’de göreve başladım’ diyor. Bu adam abisiyle bir yıl görüşmüş, hangi hikmete dayanmış ki bir yıl sonra beni tanıştırmışlar. Örgütün teknik, taktiklerine bakın, 1999’da benimle tanıştırılması akla uygun değildi.”

‘Hakan Çiçek yalan söylüyor’

Jandarma Okullar Komutanının kendisine kışlaya geri dönmesini emrettiğini, “Sen orada ne arıyorsun? Bir an önce kışlana dön” dediğini, kendisinin de arkadaş ziyareti için geldiğini belirterek, “Maalesef burada kaldım” diye yanıt verdiğini aktaran Koçyiğit, “Kalkışmayı engellemeye dönük faaliyet içine girmeyi neden düşünmediniz?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Orada tek başımayım ve ertesi gün gördüğüm Osman Kılıç ve Hüseyin Yılmaz’ı görene kadar tanıdığım hiç kimse yoktu. Bir işi planlamak için birden fazla kişinin bir araya gelmesi ve o planın uygulanabilir olup olmadığını değerlendirmesi ve uygulanabilir olduğunu değerlendirince uygulamaya geçmesi gerekir. Tek başıma olduğumdan öyle bir planlama içine giremedim.”

“Sanıklardan Hakan Çiçek de sizin taksiye bindiğiniz noktaya yakın yerden taksiyle Akıncı Üssü’ne gittiğini, 120 lira ödediğini söylemişti. Taksiye ne kadar ödediniz?” diye sorulan eski kurmay albay, “Şaşmaz’dan binince 60-65 liradan fazla değildi” yanıtını verdi.

Avukatın “Siz doğru söylüyorsunuz, yaklaşık 60 lira tutuyor. Hakan Çiçek yalan söylüyor” demesi üzerine Koçyiğit, “Onun yorumunu bana yapmayın” dedi.

‘İstihbarat almadık’

Koçyiğit, bir müşteki avukatının, yakalandığı sırada üzerinden çıkan bin 100 doları sorması üzerine bunun ‘kefen parası’ olduğunu iddia etti.

‘O gün terör saldırısı olacağına dair istihbarat alıp almadıkları’ yönündeki soruya eski kurmay albay şu yanıtı verdi: “Ne darbe girişimi günü ne de öncesinde hiçbir istihbarat alınmadığı gibi ne darbe günü ve öncesi jandarma birimlerinden, Jandarma Okullar Komutanlığına ve İstihbarat Başkanlığına, FETÖ veya diğer terör örgütleri tarafından kalkışma yapılacağına ilişkin duyum, ihbar bize gelmedi.” 

Akıncı’ya ‘sürpriz’ yapan tümgeneral: Akın Öztürk derdest edilenlerle ilgilendi

‘Darbenin mimarı’ denen Öztürk: Akar, ‘Şunu bağlayın’ dese kimse itiraz etmezdi

Soru: Damadınızın FETÖ’cü olduğunu biliyor muydunuz? Akın Öztürk’ün yanıtı: Hayır

‘Darbenin mimarı’ denen Akın Öztürk: Akar’ı ikna çabam olmadı, kendisine sorun

Akıncı Üssü’ne mühimmat taşıyan binbaşı: Darbe gecesi sabaha kadar kitap okudum

Akıncı Üssü davasında ‘sivil imam’: Asıl darbe bana oldu, 15 Temmuz’da film koptu

‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırdı’: Akıncı Üssü sanığı avukatı ‘FETÖ’cü ilan etti

Akıncı Üssü davasında ‘sivil imam’: En iyi ticareti bu hükümet döneminde yaptım

Akıncı Üssü’nde görüntülenen ‘sivil imam’ Batmaz: Darbenin parçası olmadım

Akıncı Üssü davası başladı: Tek tip kıyafet protestosu, idam ipi, sloganlar

Filed Under: Aktüel

SON HABERLER

Ne, nerede, ne zaman: İstanbul için kültür sanat ajandası

Haftanın kültür-sanat etkinliklerini derledik.

Ne izlesek: İki film önerisi

Bu hafta vizyona giren filmlerden seçtik.

Erdoğan: ‘Orada Kürtler yaşıyor’ demedik; ‘Vatandaşımız yaşıyor’ dedik

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 100 Bin Sosyal Konut Projesi’nin tanıtım toplantısında, Türkiye’nin dört bir yanındaki çalışmalarını anlatırken, Diyarbakır’da inşa edilen TOKİ konutlarına değindi. Erdoğan, “Diyarbakır beş yıl önceki Diyarbakır değil. TOKİ konutlarıyla oradaki vatandaşımıza insanca yaşama şansı erdik. ‘Orada Kürtler yaşıyor’ demedik. ‘Orada benim vatandaşım yaşıyor’ dedik” ifadelerini kullandı.

Sabancı’da üst düzey yönetici: Ekonomide son iki üç aydır hareketlenme var

Carrefoursa ve Teknosa Yönetim Kurulu Başkanı Barış Oran, ‘ekonomide son iki üç aydır bir hareketlenme olduğunu’ söyledi.

‘Merkez’ faizi 200 baz puan indirdi

Merkez Bankası’nın (MB) yılın son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini 200 baz puanlık indirimle yüzde 12 seviyesine çekti.

Yine Metro Turizm: Kaynar su dökülen çocuk yol ortasında ambulansa bırakıldı
Bu kez Manisa: Öğrencisini dört yıl istismar eden öğretmene 15 yıl yedi ay hapis

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 773 gündür tutuklu

AGORA

Gerçekler ve ortaya çıkma huyları

Nevşin Mengü

‘Olmamışlığın’ çektirdiği çile ve yaşattığı mahcubiyet

Murat Sevinç

Babacan niçin Erdoğan’ı doğrudan hedef almıyor? Almalı mı?

Levent Gültekin

İktidarın ‘2020’de erken seçim’ mecburiyeti

Kadri Gürsel

Tuvalet kapısında bekletilen şoför ve yeni muhalefet

Nevşin Mengü

GÜNÜN 11’İ

Fatih Altaylı: Davutoğlu’nun partisinin adı ‘Gelecek Partisi’ olarak kesinleşti

Mustafa Balbay: Asgari ücretin 3 bin liradan az olmaması gerekiyor

Can Ataklı: Sıkıysa İstanbul’daki kaçak ve çirkin yapılaşmaya karşı bir şey yapsın o çevre bakanı

Hediye Levent: Libya’da hala savaşan taraflardan birini ‘dost’ saymak Türkiye’nin çıkarına mı?

Melih Aşık: Uyuşturucu çok daha vahim olmasına rağmen bir türlü siyasetin gündemine gelmiyor

Akif Beki: Ha AİHM ha Nobel, ha Orhan ha Osman

İbrahim Ö. Kaboğlu: CHP, HDP ve İYİ Parti’ye tarihsel sorumluluk düşüyor

Mahmut Övür: Ama asıl sevinecek olan Ali Babacan ve arkasındakiler

Mehmet Ali Güller: Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki çıkarlarının korunmasının öncelikli yolu askeri değil, diplomatik!

Hüseyin Gülerce: Asıl sahne alacak olan Ali Babacan mı?

Ahmet Hakan: Elinden geleni ardına koyma Rahmi Turan!

BİR SAYI

6 milyon

2017-2019 yılları arasında TBMM’de görevli 1481 personelin yurt dışı ziyaretlerinin faturası (TL)

‘Duvara bantlanmış muz’un tarihi

Autumn Rhythm – Jackson Pollock

Orijinal Günahlar: İnsan olmaya çalışmaktan yorulanların öyküsü

İKSV’nin misafir sanatçı programı ‘Be Mobile-Create Together!’ başladı

Ne, nerede, ne zaman: İstanbul için kültür sanat ajandası

Ferrari, 2025 yılından sonra ilk tam elektrikli otomobilini piyasaya sürecek

AKP’li belediye başkanı: Trump da Obama da Ağrılıdır

Polis, firari hükümlüyü sosyal medyada kadın hesabı açarak yakaladı

Putin yine Lenin’e yüklendi: Rus devletinin altını oydu

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • Email
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube
Diken 'Yılın Internet Gazetesi' ödülünü kazandı...

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi