NEVŞİN MENGÜ
@nevsinmengu
Sevgili Aydın Sezer, Twitter hesabında 2003 yılına ait bir anekdot paylaşmış. 2003 senesinde Yunanistan, Mısır ile Doğu Akdeniz için münhasır ekonomik bölge anlaşması imzalamak istiyor. Yunanistan’ın hedefi Kaş’ın 7 kilometre açığındaki Meis adasına kıta sahanlığı kazandırmak. Görüşmeler yapılıyor ancak o dönemde elbette son sözü Mısır lideri Mübarek söylüyor. Mübarek, “Türkiye’yi incitmek istemem” diyor ve meseleyi rafa kaldırıyor.
O zamandan bu zamana köprünün altından pek tabii çok sular aktı. Mübarek devrildi, yerine Müslüman Kardeşler’in desteklediği Muhammed Mursi geldi, Mursi darbeyle devrildi; şimdi o koltukta darbeci Sisi oturuyor. Türkiye darbeci yönetimle arasına malumunuz çok sert mesafe koydu. Türkiye seçilmiş bir liderin darbeyle devrilmesini kabul edemeyeceğini söyledi.
Ne var ki ülkeler günün sonunda kendi menfaatlerine bakıyor. Yunanistan, Mısır’la Doğu Akdeniz için münhasır ekonomik bölge anlaşması imzaladı. Türkiye “Bu anlaşma yok hükmünde” dedi vesaire. Buraları biliyorsunuz.
‘Mavi Vatan’ tezinin ‘babası’ Cihat Yaycı, “Türkiye bölgede kiminle iş tutmak istese ya devrildi, ya görevden alındı” anlamına gelecek bir tweet attı. Tweet epeyce konuşulunca sayın Yaycı paylaşımını kaldırmış. Peki hakikaten bir takım güç odakları ‘Türkiye bölgede güç kazanmasın’ diye uğraşıyor ve Türkiye’ye sıcak bakan liderler koltuklarından mı ediliyor?
İşin içinde olanlar başka şeyler anlatıyor. Dışişleri’nden güvenilir kaynaklar 2013 yılında Muhammed Mursi iş başındayken Türkiye ile Mısır arasında süren ‘münhasır ekonomik bölge’ görüşmelerinin nasıl akamete uğradığını anlatıyor.
Müslüman Kardeşler Mısır’da iktidara gelince o dönem Türkiye’nin hesabı, siyaseten yakın olan bu iki yönetimin birbirlerini destekleyeceği, Türkiye’nin bu ilişkiden kazançlı çıkacağı yönündeydi; ne var ki hiç de öyle olmamış.
Dışişleri kaynakları, 2013 yılında bölgede güç dengesinin değişmekte olduğunu, Doğu Akdeniz’in paylaşımı konusunda Türkiye’nin bir an önce harekete geçmesi gerektiğinin tespit edildiğini söylüyor. Kaynaklar, “O dönemde münhasır ekonomik bölge anlaşmalarının bir an önce kotarılması gerektiği fikri vardı” diyorlar. Bu konuda Türkiye Müslüman Kardeşler tarafından yönetilen ve iktidarın da kendisini yakın hissettiği Mısır’a yöneldi.
2013 yılının nisan-mayıs aylarında Türkiye girişimlere başladı. Türk heyeti Mısır heyetine ister Kahire’deki Türk Büyükelçiliği; ister Ankara’da görüşülmesi teklifini götürdü. Ancak Müslüman Kardeşler tarafından yönetilen Mısır, Türkiye’yi oyalamayı tercih etti.
Türkiye Mısır’dan görüşme talebine yanıt beklerken; Mısır karma heyetinin münhasır ekonomik bölge meselesini görüşmek üzere Yunanistan’a doğru yola olduğunu öğrendi. Kaynaklar, Türkiye’nin işin peşini bırakmadığını, Mısırlı heyete gerekirse “Biz Atina’ya gelelim, Atina’daki Türk Büyükelçiliği’nde görüşelim” dediğini de aktarıyor. Ne var ki bu girişim de Mısır tarafından yanıtsız bırakıldı.
Kaynakların aktarımına göre dönemin dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu, Mısır’ın bu hamlesini Mısır Dışişleri’nde hala Mübarek’in adamlarının ve Kıpti Hristiyanların etkin olmasına bağladı.
Tüm bunlar olduktan sonra birkaç ay sonra da Mübarek rejimi zaten devrildi, ve Mısır’da başka bir tablo ortaya çıktı.
Velhasılı kelam, Türkiye bölgede yalnız; ve bu yalnızlığını kendi üretmek konusunda da epey mahir.