Evet, bunun adı düpedüz baskın seçimdir!..
Uyum yasaları henüz çıkmamıştır. Cumhurbaşkanlığına adaylık sürecinin şartları ortada yoktur. Belli ki, iktidarın büyük ve yavru ortağı alternatifsiz bir seçim planlamaktadır. Bu hamle ile hem Cumhurbaşkanlığı adaylığı için adı geçen Abdullah Gül’ün hem de adaylığını kesin bir dille aylar öncesi ilan eden İYİ Parti lideri Meral Akşener’in önü kesilmeye çalışıldığı apaçık ortadadır. Şöyle bir düşünün; bu sıkışık seçim takvimi içerisinde Cumhurbaşkanlığı adaylığına 100 bin imza toplamak için 48 saat süre tanınsa ne olur?.. Hem zaman sıkışıklığı hem de maddi imkanlar açısından!.. Diyelim ki, olası adaylar bu işi 48 saat içinde tamamladı… İktidarın uydusu haline gelen YSK başvuruları inceledi ve imzaları hatalı veya uygun bulmadı ve bir bölümünü iptal etti. Peki sonrası bu sıkışık süre içinde nasıl olacak?. Adaylara imzaları tamamlamak için yeterli süre verilecek mi?.. Bu durumda ne oluyor? İktidarın işine geldiği için sadece CHP’ye aday çıkarma şansı tanınıyor!..
Anlayacağınız dünkü zirveden baskın seçim ile birlikte hilkat garibesi çıktı!..
Kararın açıklanmasının ardından Ankara kulislerinin nasıl dalgalandığı ve karıştığı ayrı bir yazı konusu. Saraydan sızan bilgilere göre, önümüzdeki günlerde Kandil operasyonları gibi hamleler, ekonomik toplumsal sübvansiyon kararları gibi de seçim yatırımları işiteceğiz. Yani; millî duyguların çok ön plana çıkarılacağı hamasi bir seçim kampanyası göreceğiz.