Kalıpsız Mehmet Bekâroğlu esasında bana kızmıyormuş, çünkü görevimi yapıyormuşum. Görevim “tetikçilik”miş…
Şimdi de böyle şeyler yazıyor utanmaz adam.
Bir de, “yakamdan düşmüyor” diyerek “mağdur” pozisyonlarına bürünüyor.
Bu kalıpsız artık kabak tadı vermeye başladı ama madem ortaya serilen “kişiliğinden”rahatsız değil, devam edelim.
Benim Mehmet Bekaroğlu’yla ne alıp veremediğim olabilir ki?
Bilakis yakamdan düşmeyen, ortak tanıdıkların bulunduğu her platformda aleyhimde konuşan (Ne konuşması, “terbiyesizce” dedikodu yapan) kendisidir.
Bir yaptı, sesimi çıkarmadım.
İki yaptı, sesimi çıkarmadım.
Üç yaptı, sesimi çıkarmadım.
Benim için, bizler için (bir dönemki telakkilerim çerçevesinde konuşuyorum), “uzak” ve “saygın” bir dosttu. Sık sık görüşemesek de, yakın bir hukuk tesis edemesek de, o saygıyı hep muhafaza ettim. Ettik…
Ne zamana kadar?
Sosyal medya hesabından, ismimin geçtiği rezil ve terbiyesizce paylaşımlarda bulununcaya kadar…