Şöyle diyor Mehmet Uçum:
Otoriterleşme eğilimi olursa hem Meclis ve yargı üzerinden sistem önlemi alır hem de bu halk gerekirse her türlü demokratik tepkiyi iki seçim arası dönemde gösterir.
– Halkımız kendini ifade etme özgürlüğünden asla vazgeçmeyeceğini 15 Temmuz Devrimi’nde gösterdi.
Mehmet Uçum’a şunları söylemek isterim:
– Katılıyorum: Halkımızın 15 Temmuz’da sergilediği demokrasiye sahip çıkma çabası, her türlü takdirin üzerindedir. Darbeye karşı seçilmiş meşru hükümetin yanında yer almak konusunda halkımız sınavı başarıyla geçmiştir.
– Ama unutmayalım ki… FETÖ’cü çetenin maceracı darbe girişimi ile seçilmiş cumhurbaşkanının otoriterliğe kalkışması arasında… Büyük bir mahiyet farkı var.
– Meşru cumhurbaşkanını, meşru Meclis’i, meşru hükümeti hedef alan bir alçaklığa karşı sokağa çıkmak ve demokratik tepkiyle bunu durdurmak mümkün…
– Ama sıra meşru cumhurbaşkanının otoriterleşmesine geldiğinde… İşin rengi değişiyor.
– Bir kere “Cumhurbaşkanı otoriterleşmiştir, tek adam olmuştur” hükmünü kim verecek? Bu hükmün doğruluğuna kim karar verecek? Otoriterleşen cumhurbaşkanı, böyle bir hükmün verilmesine imkân tanıyacak mı?
– Otoriterleşen cumhurbaşkanı, “Ben seçimle geldim, bana tepki göstermek darbeciliktir” diyerek emrindeki güvenlik güçlerini, demokratik tepki gösteren halkın üzerine gönderirse ne olacak? “Üç kişi bile bir araya gelemez, nokta” diye emir verirse ne olacak?