Uluslararası Af Örgütü, Suriyeli muhalif grupların kontrol ettikleri bölgelerde ciddi insan hakları ihlallerine karıştıklarını raporladı. Örgüt muhaliflerin insan kaçırma, öldürme ve işkence gibi ihlallerini belgeledi.
Deutsche Welle Türkçe’nin aktardığına göre Af Örgütü’nün bugün açıklanan raporunda, muhaliflere yönelik ağır suçlamalar var. Rapora göre muhalif grupların hakimiyeti altındaki bölgelerde siviller, ‘korkunç bir şiddet dalgasıyla’ karşı karşıya. 2012-2016 yılları arasındaki dönemin ele alındığı raporda, muhalif grupların insan kaçırma, öldürme ve işkence gibi insan hakları ihlâlleri işlediği öne sürüldü. Af Örgütü ihlallerden El Nusra Cephesi, Ahrar uş-Şam, Nureddin Sinki, Levant Cephesi ve 16’ncı Tümen olmak üzere toplam beş grubun sorumlu olduğunu açıkladı.
Bu gruplardan bazıları Türkiye’den destek görüyor
Af Örgütü, bazı muhalif grupların Suudi-Arabistan, Katar, Türkiye, ABD gibi ülkelerden destek gördüğünü de iddia etti ve uluslararası topluma bu gruplara desteğin kesilmesi çağrısı yaptı.
Örgütün Ortadoğu Programı Yöneticisi Philip Luther, Halep ve İdlib kentlerinde muhaliflerin kontrolü altındaki bölgelerde silahlı grupların savaş suçu veya devletler hukukunun ihlâli suçundan yargılanma korkusu olmaksızın serbestçe hareket ettiğini ifade etti.
Luther, bu grupların kendileriyle aynı görüşleri paylaşmayan, azınlıkla veya kendi koydukları ahlaki kurallara uymayan sivilleri keyfince tutukladığını söyledi.
Keyfi yargılama ve idam yaygın
Bu bölgelerde ‘şeriat mahkemeleri’ kurulduğunun dile getirildiği rapora göre, El Nusra gibi gruplar kendi mahkemelerinde adil yargılama olmaksızın insanları yargılayarak öldürdü. Raporda 17 yaşındaki bir eşcinsel ile zinayla suçlanan bir kadının öldürülmesi örnek gösterildi.
Luther, “Çok sayıda sivil, bazı grupların koyduğu bu kurallara uymamaları veya onları eleştirmeleri durumunda kaçırılmaktan korkuyor” dedi.
Bu tür idamların Suriye hükümet birliklerine mensup askerler ve esir alınan IŞİD milislerine de uygulandığını kaydeden Af Örgütü, esirlerin öldürülmesinin savaş suçu olduğuna işaret etti.
Örgütün verdiği bilgilere göre, barış aktivistleri ve insani yardım görevlilerinin yanı sıra Hristiyanlar ve Kürtler gibi dini-etnik azınlık mensupları da işkenceye maruz bırakıldı.
Örgüt, daha önce de Esad yönetimini hak ihlaliyle suçlamış ve bu suçları belgelemişti.