Suriye’de geçen ağustos ayında sivillere karşı gerçekleştirilen kimyasal silah saldırısının arkasında Türkiye’nin bulunduğunun öne sürüldüğü haber-analizde, 17 Aralık yolsuzluk yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili çarpıcı bir ayrıntı da yer aldı.
Amerikalı gazeteci Seymour M. Hersh’ün imzasınnı taşıyan haber-analize göre, 16 Mayıs 2013’teki Beyaz Saray randevusunda Suriye konusunda anlaşamasalar da, ABD Başkanı Baracak Obama Başbakan Erdoğan’ı Washington’dan ‘eli boş göndermedi‘: Obama, ABD’nin İran’a uyguladığı nükleer yaptırım rejimindeki bir boşluktan yararlanarak Türkiye’nin İran’a altın ihraç etmesine göz yummayı sürdüreceği mesajını verdi.
İddianın temeli ne?
Tahran’a nükleer programı nedeniyle dayatılan yaptırımlar çerçevesinde, Mart 2012’den itibaren uluslararası döviz transfer sistemi Swift üzerinden İran’a ya da İran’dan diğer ülkelere para transferi yapmak sınırlandırılmıştı. Ancak Obama Haziran 2012 tarihli başkanlık kararnamesinde ‘altın boşluk‘ diye tanımlanan bir açık kapı bıraktı: İranlı özel işletmelere altın sevkiyatı devam edebilecekti.
‘Altın ve Türk lirası cebe atılıyordu’
Hersh’ün yazdığına göre Mart 2012 ve Haziran 2013 arasında bu yolla 13 milyar dolar değerinde altın İran’a girdi. Hersh haberinde, “Bu program, hızla Türkiye, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki yozlaşmış siyasetçiler ve tüccarlar için ana gelir kaynağı haline geldi” ifadesini kullandı.
Pulitzer Ödüllü gazeteciye konuşan bir istihbarat yetkilisi, “Aracılar her zaman yaptıklarını yaptı. Yüzde 15 komisyon aldılar. CIA, neredeyse 2 milyar dolarlık bir dolap döndüğünü tahmin ediyor. Altın ve Türk lirası cebe atılıyordu” dedi.

Seymour Hersh, yasadışı altın ticaretinin Türkiye’de 17 Aralık operasyonunda gündeme geldiğini yazdı.
Seymour Hersh, bu yasadışı ticaretin 17 Aralık operasyonunda gündeme geldiğini de yazdı.
Suriye rüşveti mi?
Hersh, Foreign Policy dergisinden Jonathan Schanzer ve Mark Dubowitz’in geçen yıl yazdığı bir makaleye de dikkat çekti.
Makalede, Obama yönetiminin Ocak 2013’te ‘altın boşluğu’ kapattığı, ama uygulamanın altı aydan önce yürürlüğe girmemesi için kulis yaptığı belirtiliyordu. Ayrıca bu geciktirmenin ‘ya İran’ı nükleer pazarlık masasına oturtmak ya da müttefik Türkiye’yi Suriye’deki iç savaş konusunda yatıştırmak için planlandığı‘ iddia ediliyordu.