‘Bölücülük’ suçlamasıyla 22 yıl önce tutuklanıp ömrünün yarısını cezaevinde geçiren şair İlhan Çomak, 28 Eylül’deki karar duruşması öncesi bir mektup kaleme aldı.
Çomak, 1994 yılında 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyken tutuklanmış, dönemin devlet güvenlik mahkemesi tarafından 2000 yılında ‘devletin hakimiyeti altındaki topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemlerde bulunmak’ suçundan idama mahkum edilmiş, iyi hali dikkate alınarak cezası ağırlaştırılmış müebbete çevrilmişti.
Kararın Yargıtay tarafından onanması üzerine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurulmuştu. AİHM 2007 yılında Çomak’ın adil yargılanmadığına hükmetmiş, buna rağmen dava ancak 2013’te yeniden görülmeye başlamıştı.
‘İlk işim mezarlığı ziyaret etmek olacak’
BirGün’den Erk Acarer’in haberine göre mektubunda hapisten çıkacağını çok düşündüğünü ama olacağına inanmadığını belirten Çomak, çıkarsa yapmak istediklerini sıraladı: “Kardeşim Sami’nin, ninem Kudret ve amcam Cafer’in, dayımın oğlu Zamani’nin mezarlarını ziyaret etmek isterim. Dahası ilk işim bu olacak. Mümkünse yalnız olmalıyım. Doyasıya ve engelsiz ağlamalıyım.”
‘Boğaz’ı tekneyle gezmek çok güzel olurdu’
Ahmet Kaya’nın ‘Başkaldırıyorum’ kasedini dinlemek istediğini söyleyen Çomak, “Boğaz’ı bir vapur veya tekneyle geçmek çok güzel olurdu, İstanbul’da. Bunu ister ve düşünürüm pek çok kez. Martılar yine arsızca dolaşmalı. Eskisi gibi çocukluk yapıp izmarit atmazdım, simit diye. Gerçekten simit atardım. Galata’da balık ekmek ve bira… Eskisi gibi niye olmasın ki…” dedi.
‘Bingöl’deki evimize gitmek isterim’
Ömrünün yarısından fazlasını hapiste geçiren Çomak’ın hayata dair birçok isteği var: “Dışarıdaki ömrümün yarısından çoğunu geçirdiğim, çocukluktan gençliğe, gençlikten hayata geçiş yaptığım dönemlere tanık olan Bingöl’deki evimize gitmek isterim. Şimdi tanımadığım başka insanlar oturuyor. Olsun. En azından izin alıp arka bahçeye gider, çocukken bana çok geniş bir alanmış hissi veren o sınırları şimdi nasıl algıladığımı ölçerdim. Bir de elbette elma ve armut ağacının harika meyvelerini tadardım. Başka hiçbir yerde bulamadığım o tadı yeniden bulmak umuduyla. Ağlamadan, gülerek…”
Çomak, yarın hakim karşısına çıkacak.